Cyprus Renewable Energy Applications
Kıbrıs Alternatif Enerji Çözümleri
GENEL DISTRİBÜTÖR
Lütfen
dil seçiminizi
yapınız
Please select your language
EkoSite - Destek ve bilgi için buraya tıkla!
EcoVillage - For support and more information, click here!Price LIST / FİYAT LİSTESİ
Language / Dİl Seçimi
PRodUCTS / ÜRÜNLER
awards / ÖDÜLERİMİZ
Energy
Globe National 2006
Award
Energy
Globe National 2007 Award
Energy
Globe National 2008 Award
vısıtors / ziyaretci
Copyright © 2004 - 2011
AGD Solar Trading Ltd.
ABOUT US - HAKKIMIZDA
Our Company AGD Solar Trading Ltd. (www.cyprussunenergy.com and www.kibsolar.com) is the First company in North Cyprus to be active professional in Renewable Energy Applications Alternative Energy Systems design Build and sell. We offer the best quality for good prices. We do not offer chinese or fake brands. By today AGD Solar operates worldwide.
AGD Solar is active in - search terms:
TRNC Solar Systems TRNC DC Solar Pumps North Cyprus Pumps DC Pumps Sun Energy North Cyprus TRNC Solar Systems BackUp Systems UPS Systems Wind Generators TRNC Wind Turnines Cyprus Wind energy Cyprus Photovoltaic Systems Alternative Power Systems Cyprus Photovoltaics Photovoltaic Panels North Cyprus Water Purification Cyprus Solar Systems Water Heaters Zero Energy Houses Passive Houses Ecologic Houses Design Build Alterntive Energy Power Plants Wind Farms in Cyprus Cyprus Renewable North Cyprus Energy Applications Renewable Energy Cyprus Sun Power Cyprus Solar Water Heaters AES Cyprus Accumulators OPzS Cyprus Heat Recovery Systems Cyprus Clima Natural air condition in TRNC Cyprus Cheap Aircondition Solar Airconditioners Solar Air Heater Solar Thermals Cyprus Cyprus Houses Build Commercial Applications domestic Installations Appartments in Cyprus.
BTW It is good to know that the turkish cypriot government has reduced the VAT on Renewable Energy equipment to only 1% so installations will be much cheaper than before. VAT only 1% on Alternative Energy Systems in TRNC Cyprus North. Seller of Outbackpowersystems Outback Power Outback Inverters in Cyprus Enfoton Phtovoltaic Panels Outback MPPT Chargers 60Amp to 80Amp Mppt high efficiency charger Flex Ware Phaesun Products in Cyprus Fronius Inverters Stecka Inverters and Chargers Grid Feed Inverters Cyprus Helios high efficient fans Helios Ventilatoren Cyprus
Şirketimiz AGD Solar Trading Ltd. KKTC, Kuzey Kıbrısın Kıbrısın nin ilk Alternatif Enerji Şirketi olup profesyonel Alternatif Enerji Çözümleri önermektedir. Şirketimizin websayfaları www.kibsolar.com ve www.cyprussunenergy.com dur. Şirketimiz dünya çapında çalışmakta ve önerdiği çözümler bunlardır: Kıbrıs KKTC Kuzey kıbrıs Solar Sistemleri Güneş Pili Kıbrıs KKTC UPS sistemleri Rüzgar Türbinleri Alternatif Enerji Sistemleri Güneş Paneli Gunes Paneli Gunes Pili KKTC Kibris Enerji sistemleri EkoEv Ekolojik Evler Sifir Enerji Evi Pasif Solar mimarisi KKTC Kıbrıs Inverterler Güneş Paneli Sıcak su Sistemleri Doğal klima sistemleri KKTC Klima Yeraltı ısısı GEO Thermal Ekolojik Ev inşaatı tasarım KKTC güneş pili Sistemleri Türkiye Güneş Pili GüneşPili Güneş Enerji su arıtma sistemleri Alternatif Enerji Kuzey Kıbrıs KKTC Kıbrıs rüzgar Enerji KKTC Rüzgar Enerjisi
Güneş hava ısıtıcıları güneş paneli yüksek verimli inverterler UPS Back Up sistemleri OpzS Aküleri Yüksek verimli solar şarj cihazları KKTC kıbrıs su arıtma sistemleri MPPT solar şarj Outback powersystems Outback Inverters Flex Ware Kıbrıs KKTC Cyprus Kuzey kıbrıs Kibris Solar akü Helios Fanlar Isı geri kazanım sistemleri isolasyon Enerji verimliliği.
Gazetelerde Kuzey Kıbrıs KKTC Alternatif Enerji Solar Sistemleri Güneş Pili Rüzgar Türbinleri Rüzgar Enerjisi ve Elektrik hakkında son zamanlarda çıkan yazılar:
07 Nisan 2009 Kıbrıs Gazetesi
Edebiyat öğretmeni, doğa dostu Çevreci Hitro Elektrik Santrali icat etti
Mucit Mustafa Çığ, Çevreci Hitro Elektrik Santrali’nin durgun suda çalışabilecek bir tasarım olduğuna vurgu yaparak, santralin, çalışması esnasında hiçbir atık üretmeyerek doğayı kirletmediğine, tahrip etmediğine dikkat çekti. Santralin, çevre ve ses kirliliği yaratmadığına da değinen Mustafa Çığ, kurulum ve servis bakımından diğer üretim sistemlerine göre çok daha ekonomik ve tehlikesiz olan üretecin, herhangi bir yakıt gerektirmeden suyun altında çalışabildiğini söyledi. Mustafa Çığ, ayrıca, santralin, kapasitesi günün her anında, yılın her ayında, güneşe, sıcaklığa, rüzgâra, buhara, buluta, dalgaya, akıntıya bağlı olmadan sabit kaldığını ve santralin kapasitesini kurulduktan sonra dahi istenildiği kadar arttırılabilineceğini anlattı. Mustafa Çığ, şöyle konuştu: “Çalışmalarım esnasında DAÜ Makine Mühendisliği Bölümü’nden profesyonel destek aldım. Fikir, teori ve deney çalışmalarımızı bitirdiğimizde Makine Mühendisleri Odası’nda üyelere yönelik bir seminer verdim. Makine Mühendisleri Odası ve DAÜ, olabilirliğini ve matematiksel çözümlemesini olumlu yönde heyecan verici bulsa da, pratikte karşılaşacağımız sorunlar için, Prototip çalışması yapılması gerekmektedir görüşüne vardı. Ancak bu çalışmanın kişisel imkânlarla ve yurtiçindeki teknik şartlarla yapılması mümkün değildir. Bu projenin yaratıcısı olarak, proje ile tam zamanlı ve profesyonel olarak ilgilenebilecek enstitülerle çalışılmalıdır görüşündeyim. Bunun için de ilgili kurum ve kuruluşlarla temasa geçilecektir. Küresel ısınma ve çevre kirliliği açısından son derece hassas ve yakıt sarfiyatı olmadığı için de son derece ekonomik olan bu proje için, yurt içi ve yurt dışında, ne devlet kuruluşlarının, ne de sivil toplum örgütlerinin duyarsız kalmayacağına inanıyorum. Sonuç olarak içinde yaşadığımız dünya için, kendim ve ülkem adına bir şeyler yapma çabasında olan, duyarlı bir KKTC vatandaşı olarak başarmanın sevinci içerisindeyim.”
24 Şubat 2009 Kıbrıs Gazetesi
‘Güneş Parkı Projesi’ niye iptal edildi?..
Dün bu köşede
“Güneş Parkı Projesi ve Hristofyas’ın kayınpederi” başlığı altında yayımlanan
yazımız üzerine çok telefonlar aldık. Mağusa’dan da, Lefkoşa’dan da!..
Avrupa Birliği (AB) tarafından geçen Ekim ayında açılan ve KKTC’ye elektrik
enerjisi üretmesi planlanan Güneş Parkı’nin ihalesi, ihaleye talip olan bazı
Kıbrıslı Rum şirketlerin itirazları sonucu iptal edilmişti.
‘Güneş Parkı’nın Dikmen (Digomo) bölgesinde yapılması öngörülmekteydi. Ancak Rum
basın haberlerinde, buranın Rum taşınmazı olduğu, AB’nin arzusunun, parkın inşa
edileceği arazinin Kıbrıs Rum taşınmazı olmaması yönünde olduğu öne sürüldü.
Rum kesimindeki sözde ‘Girne Belediyesi’ yetkilileri, Tapu’dan araştırmışlar ve
oranın Rum mülkiyeti olduğunu söylemişler. Halbuki Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu
da araziyi araştırdı ve hali olduğunu ortaya çıkardı. Böyle bir durumda Rum
iddiaları da çürütülmüş oldu.
Bilindiği gibi Dikmen, Girne ilçesine bağlıdır.
Güneş Parkı Projesi’ne Rum tarafından olduğu kadar, Türk tarafından ve hatta
başka ülkelerden de katılımlar olmuştu.
Avrupa Birliği’nin bu projeden amacı, Kıbrıs adası gibi güneşi bol bir ülkeye
güneş enerji sistemini alıştırmak, zamanla bunu yaygınlaştırmak… Bunun için de
sivil toplum örgütleri arasında işbirliğini geliştirmek ve artırmak.
Avrupa Birliği bu görüş ve düşünceler içindeyken, Rum tarafının, daha doğrusu
ihaleye katılan bazı Rum şirketlerinin davranışları iyi niyet ve samimiyetle
bağdaşır mı?..
Çevre dostu bir projenin gerçekleştirilmesinden sadece Türkler değil, Rumlar da
yararlanmış olacak. AB’nin teşviklerinden cesaret alarak işbirliğini
geliştirecekler.
Küresel ısınmadan dolayı ülkeler çeşitli önlemler üzerinde dururken, doğanın
etkilenmemesi için yeni formüller üretirken, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi
çevre dostu bir projenin önüne engeller dikmek kime ne kazandırır?..
Esasında Güneş Parkı Projesi’nin Türk veya Rum malı, hatta hali arazi üzerinde
gerçekleştirilmesinin kime, ne zararı vardır?..
Avrupa Birliği yetkililerinin öncelikle bu noktalara dikkatini çekmek gerek. Bu
hususlar oldukça önemlidir. Kıbrıs Rum Yönetimi, Güney’deki Türk taşınmazlarını
kamulaştıracağında sahibine, ya da AB’ye mi sorar?..
Yol, köprü, okul, park ya da Larnaka’da olduğu gibi havaalanı inşa ettiğinde
kime sormuştu.
Ortak Cumhuriyet’te hali araziler konusunda Rum tarafının olduğu kadar, Türk
tarafının da söz hakkı olduğu gerçeğini göz ardı etmemek lazım.
Bunları anımsatırken, Kıbrıs’ta çevrenin en önemli konular arasında olduğunu
unutmamak, bu tür projelere devamlı destek vermek, ülkeye ve insanlarına
verilebilecek en büyük hizmettir. Doğa açısından da son derece önemli söz konusu
projenin önüne taş konulmasına bir anlam verebilmek hakikaten zordur.
Şimdi Haspolat Arıtma Tesisleri’ne Rum tarafının atığı da gelir diye, biz bu
tesisleri kapatalım mı?.. Bilmiyoruz; belki o da Rum taşınmazı üzerindedir.
Sonuçta olsa ne yazar, olmasa kaç yazar?..
Her şeyi politika ile ilişkilendirmeye kalkacak olurlarsa, daha nice projeler
suya düşmeye mahkum olur.
22 Şubat 2009 Kıbrıs Gazetesi
Rumların baskısı AB’yi geriletti
İTİRAZ ETTİLER... Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Politis gazetesinin haberine göre, Avrupa Birliği’nin, Dikmen bölgesinde yapmayı planladığı, güneş enerjisiyle çalışan elektrik santrali projesi, Rum tarafının itirazı üzerine durduruldu.
18 Aralık 2008 Kıbrıs Gazetesi
Biyodizel rafinerisini Amerikan firması kuracak
Başvurusunda KKTC'li bir şirketle ortaklık kurmak suretiyle yatırım yapacağını bildiren Amerikan firmasının, biyodizel rafinerisi kurmaya hak kazandığı açıklandı.
YAGA'dan yapılan açıklamada, çevreci bir yakıt olan biyodizelin KKTC'de üretilmesi amacıyla YAGA ve Tarım Bakanlığı Akaryakıt Birimi işbirliği ile ortaklaşa duyuruya çıkıldığı, belirlenen 6 dönümlük bir arazide biyodizel rafineri yatırımı yapmak isteyen yatırımcılardan 20 Ekim'e kadar başvurular kabul edildiği belirtildi.
Ardından yatırımcı başvurularının değerlendirme sürecine alındığı ifade edilen açıklamaya göre başvuru yapan yerli ve yabancı 12 firma arasından 3 firma ileri değerlendirmeye alındı. YAGA Komitesi kararına göre bahse konu firmalar arasından, başvurusunda KKTC'li bir şirket ile ortaklık kurmak suretiyle yatırım yapacağını bildiren Amerikan firması Biyodizel Rafinerisi kurmak için hak kazandı.
YAGA açıklamasında "Söz konusu arazinin tahsis edileceği yüzde 49 Amerikan, yüzde 51 KKTC ortaklığının söz konusu olacağı şirketin yatırım projesi, Kuzey Kıbrıs'ta yürürlükte bulunan mevzuatlar ve 17.7.2008 tarih ve 133 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 'Petrol Ürünleri Fiyatlandırma Esaslarını Düzenleyen (Değişiklik) Tüzüğü'nde yer alan esaslara uygun bir şekilde hayata geçirilecek" denildi.
Biyodizel rafinerisinin AB standartlarında (EN 14214 ve TS13314) ve öncelikle Kuzey Kıbrıs'taki bitkisel atık yağlardan ve yağlı tohum bitkilerinden oto biyodizel üretmesi öngörüldüğü de kaydedildi.
14 Aralık 2008 Kıbrıs Gazetesi
Güneş panellerinden çevirici modüllerle enerji üretimi için proje
Her ayın sonunda tükettiği elektrğink faturasını ödemekte zorlanan vatandaşlar, bundan böyle, panellerden yararlanarak, çevirici parçalarla güneşten enerji elde edebilecek.
Ülkemizde, güneş panellerinden yararlanarak çevirici parçalarla güneşten elektrik enerjisi üretmek için proje hazırlandı.
"Mikroişlemci kontrollü güneş takibi ve güneşten elektrik elde edilmesi" isimli proje, insanlığa fayda sağlayabilirliği ve hayata geçirilebilirliği açısından, "Genç Girişimcileri Destekleme Proje Yarışması" adlı altında, KKTC'deki genç girişimcileri yeni teknolojiye dayalı ürünlere yönelik projeler geliştirmeye teşvik etmek ve desteklemek amacıyla düzenlenen yarışmada, birincilik ödülü aldı.
Projeyi hazırlayan Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Mümin Abbaz, 2005 yılından beridir üzerinde çalıştığı "Mikroişlemci kontrollü güneş takibi ve güneşten elektrik elde edilmesi" isimli projeyle, vatandaşlara maliyeti düşük, şebekeden bağımsız, sadece kurulum maliyeti ödeyerek güneşten enerji elde etme imkânı sağlıyor.
Mühendis Mümin Abbaz, sistemin hareketli bir sistem olduğunu belirterek, "Sistem, güneş haritası sayesinde, güneşin konumuna, maksimum enerji gönderilen yöne göre panellerini çeviriyor. Bunun sayesinde sabit sistemlere göre, yüzde 10-15 arasında daha fazla enerji elde etme şansı ortaya çıkıyor" dedi.
Mümin Abbaz, sistemin parçalardan oluştuğunu ve taşınabilir olduğunu belirterek, sistemin kurulduktan sonra yapboz gibi parçalar halinde ayrılarak başka bir yere de kurulabileceğine dikkat çekti.
Abbaz, depolama ünitelerinde seviye kontrollerinin otomatik olarak, sistem tarafından yani mikroişlemciler tarafından kontrol edilmekte olduğunu kaydederek, böylece depolama ünitelerinin uygun minimum değerin altına düşmesinin engellendiğini ve ömürlerinin korunduğuna işaret etti.
Bu sistemin piyasadaki sistemlerden farklı olduğunu anlatan Abbaz, şöyle konuştu:
"Sistemin günün her saatinde, maksimum ışığı alacak şekilde yön değiştirmesi gösterilebilir. Bununla birlikte, herkesin rahatlıkla okuyabileceği ve anlayabileceği göstergeler var. Sistemde, depolanan enerji miktarı ve deponuzdaki süreyi gösteren göstergeler yer alıyor. Paneller ve aküler dışında kalan kısım, tamamen kendi ülke içerisinde yapılacak bir tasarım olacağı için hem servis imkânı daha fazla, rahat hem de satış fiyatı diğer şirketlerden % 25 daha ucuz olacaktır.
Elektriği güneşten elde etmede sistem içerisinde belli başlı kısımlar var. Elde edilen elektriği kullanmak için alan sınırsızdır. Nasıl ki şebekeden elektrik alıp bir şeyleri çalıştırmak için kullanıyorsak, burada da aynı şey söz konusu.
Ayrıca, sisteme eklenecek küçük bir yazılım ve elektronik devreyle otomatik sulama sistemi yapılabilir. Toprağın nemi kontrol edilerek tarlanın ya da bahçenin farklı noktalarına farklı miktarlarda sulama yapılabilir. Herkesin şahit olduğu elektrik kesintilerinde tamamen çöken Lefkoşa'daki trafik düzenekleri de bu sistemler sayesinde sorunsuz şekilde çalıştırılabilir.
Her geçen gün artan elektrik faturalarına karşı kendi sistemini kurarak rahat edecektir. Bundan böyle fatura ödemediniz diye elektriğiniz kesilmeyecek. Tek kurulum maliyetiyle ömür boyu elektrik sorunundan kurtulabilirsiniz."
29 Ekim 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrikler kesildi şehir kaosa teslim!
Birkaç günden beri alçak basınç sistemiyle serin ve nemli hava kütlesinin etkisinde bulunan ülkemiz yer yer sağanak yağmur alıyor ve bildik çirkin manzaralar çıkıyor ortaya.
Kurak geçen yaz aylarının ardından başlayan sonbahar yağmurlarına yeterli olmasa da sevinen vatandaş bir yandan da elektrik kesintilerine sinir oluyor.
Lefkoşa'da dün öğleye doğru ve öğleden sonra görülen gök gürültülü sağanak yağmur
şehirde kaosa yol açtı... Elektrikler kesildi, trafik Arap saçına döndü ve vatandaş, yetkililerin
"bir daha elektrik kesintisi olmayacak... Arızalar "Scada" sistemi sayesinde süratle tespit edilerek giderilecek "şeklindeki açıklamalarının palavradan başka bir şey olmadığını bir kez daha anladı.
Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda tam bir kaos yaşandı
Yetkililerin, ilgililerin yıllardır herhangi bir önlem alma gereği duymamasından, her yağmur yağdığında olduğu gibi dün de Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda, Alpet akaryakıt istasyonu karşısındaki kavşakta bulunan trafik ışıkları devre dışı kaldı ve araçlar birbirine girdi.
Elektrik kesintisinin trafiğin çok yoğun olduğu saatlere kadar sarkması ve orada tek bir trafik polisinin bile görevlendirilmesi akla gelmeyince kavşakta şimdiye kadar görülenlerden daha uzun araç konvoyları oluştu, daha karmaşık trafik sıkışıklığı yaşandı, sürücüler arabalarının içinde adeta mahsur kaldı.
Gidecekleri yere en az bir saatlik gecikmeyle varabilen vatandaşlardan kimileri hükümeti protesto edercesine arabalarının kornalarına asılırken, bazıları da başlarını camdan uzatarak elektrikten de sorumlu Maliye Bakanına veryansın etti.
Bulvarda saatlerce süren trafik sıkışıklığı sırasında ciddi bir kaza olmaması ve yolu herhangi bir ambulansın kullanmak zorunda kalmaması büyük şans olarak görüldü.
Doğuya kayan yağışlı havanın bugün etkisini kaybetmesi bekleniyor.
08 Ekim 2008 Kıbrıs Gazetesi
Kasımdan sonra sürekli elektrik
"ELEKTRİK ÜRETİMİ, TÜKETİMİ ARTIK KARŞILIYOR"... Maliye Bakanı Uzun, Kıb-Tek'in kurulu gücünün 120 megavat olduğunu belirterek, "120 megavata 2 yıl gibi bir süre içerisinde 105 megavat daha üretim kapasitesi koyduk. AKSA özel şirketinin Kalecik'te yaptığı üretimle birlikte kasım ayından itibaren KKTC elektrik üretimi, tüketimini karşılıyor ve öteye geçiyor olacaktır" dedi. Uzun, böylece kasımdan itibaren üretimden kaynaklanan elektrik kesintilerinin yaşanmayacağını vurguladı
Teknecik Dizel Elektrik Santrali'nin kurulu gücünü 17,5 megavat artıracak olan 6'ncı ek ünitenin ana makinesi, Mağusa Limanı'na ulaşarak, gemiden indirme işlemleri tamamlandı.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, kasımdan itibaren üretimden kaynaklanan elektrik kesintilerinin yaşanmayacağını vurguladı.
300 ton ağırlığındaki ana makine, indirme işlemlerinin dün tamamlanmasının ardından bugün sabah Teknecik'e doğru yola çıkacak. Gazimağusa, Dörtyol, Geçitkale, Mersinlik Boğazı, Kuzey Sahil Yolu ve Esentepe güzergahını izleyecek olan makinenin bu akşam saatlerinde Teknecik'te olması bekleniyor.
Ana makinenin taşınması sırasında makinenin seviyesinden alçak olan hatların kısa süreli kesilecek olması nedeniyle söz konusu güzergahlarda elektrik kesintisi yaşanabilecek.
Ana makineye ait 75 ton ağırlığındaki jeneratör ise yaklaşık 2 hafta sonra Finlandiya'dan KKTC'ye ulaşacak.
Yaklaşık 1,5 ay önce getirilen ve deneme aşamasında olan 5'nci ünitenin ardından 6'ncı ünitenin de kasım ayında devreye girmesiyle aralık ayından önce Teknecik Dizel Elektrik Santrali'nin kurulu gücü 105 megavata ulaşmış olacak.
Uzun'dan basına espri
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, Mağusa Limanı'na giderek, Kıb-Tek Müdürü Fuat Mertay ve Kıb-Tek Santraller Şube Amiri Mehmet Salih Gürkan ile birlikte ana makinenin gemiden indirme işlemini izledi.
Uzun, limanda yaptığı açıklamada, Mağusa Limanı'nda bir büyük yatırımı daha karşıladıklarını belirterek, basın mensuplarına "Daha ben sizi Mağusa Limanı'na çok getireceğim, onu söyleyeyim" diyerek espri yaptı.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, deneme aşamasındaki 5'inci ünite ve dün limana gelen 6'ncı ünitenin de devreye girmesiyle KKTC'nin elektrik üretim kapasitesini iki yıla yakın bir sürede 105 megavat artırmış olacaklarını kaydetti.
"Kasımda üretim, tüketim ihtiyacını geçecek"
Ahmet Uzun, geçmiş yıllarda Kıb-Tek'in kurulu gücünün 120 megavat olduğunu belirterek, "120 megavata 2 yıl gibi bir süre içerisinde 105 megavat daha üretim kapasitesi koyduk. AKSA özel şirketinin Kalecik'te yaptığı üretimle birlikte kasım ayından itibaren KKTC elektrik üretimi, tüketimini karşılıyor ve öteye geçiyor olacaktır" dedi.
Uzun, böylece kasımdan itibaren üretimden kaynaklanan elektrik kesintilerinin yaşanmayacağını vurguladı.
"100 megavat daha yolda..."
Maliye Bakanı Uzun, özel sektöre yap-işlet modeliyle 100 megavatlık elektrik santrali kurma yetkisini veren ihaleyi de 17 Ekim'de sonuçlandıracaklarını kaydederek, "Gücümüz bir o kadar daha artacak ve önemli bir oranda, yani 70-80 megavat gücünde bizim yedek santralimiz de olmuş olacak. Herhangi bir santralimiz beklenmeyen bir arıza gösterse bile, bizim kurulu gücümüz olacak. Daha önce de söyledim, birçok kişi tebessüm etti. Bir sene sonra Rumlar isterlerse, onlara elektrik satabilecek noktaya gelmiş olacağız" dedi.
Elektrik Kurumu yatırımları
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'nun yatırımlarının santral kurmayla sınırlı olmadığını ifade eden Maliye Bakanı Ahmet Uzun, iletim hatları, trafolar ve skala sistemi yatırımları yapıldığını kaydetti.
Uzun, 1940'lı yıllardan iki yıl öncesine kadar toplam 310 kilometre yüksek iletim hattı çekilmişken, son iki yılda 177 kilometre iletim hattı çekildiğini, 50 kilometrelik iletim hattının da çekilmekte olduğunu ifade etti. Uzun, "Son 2 yılda, 60 yılda yapılan kadar iletim hattı yenilemiş olacağız" dedi.
"Karanlık günler geride kaldı"
Maliye Bakanı Uzun, yaşanabilecek arızaların dışında karanlık günlerin geride kaldığını kaydederek, 1-2 ay önce açılışını yaptıkları skala sistemi sayesinde arızalara daha kısa sürede müdahale etme imkanına kavuşulduğunu kaydetti.
Elektrik maliyetleri
Açıklamasında elektrik üretim maliyetlerine de değinen Maliye Bakanı Ahmet Uzun, KKTC santrallerinin, fiyatı dünya borsalarınca belirlenen fuel-oile dayalı olduğunu belirterek, fuel-oil fiyatları yükseldikçe elektrik üretim maliyetinin de buna bağlı olarak yükseldiğini söyledi.
Uzun, 2007 yılı Ocak ayında ton birim fiyatı 200 ABD Doları olan fuel-oilin Temmuz 2008'de 710 dolara yükseldiğini belirterek, "Hiç kimse 100 liraya mal ettiği bir elektriği 50 liraya satamazdı. Dolayısıyla o zamlar bu zorunluluktan kaynaklandı" dedi.
İndirimler ekim ve kasım aylarında faturalara yansıyacak
Feul-oil fiyatındaki düşüşe bağlı olarak 1 Eylül'de ve 1 Ekim'de elektrik enerjisi tüketim fiyatlarında iki kez indirim yaptıklarını ifade eden Uzun, eylüldeki indirimin ekim ayı, ekim ayındaki indirimin ise kasım ayı faturalarına yansıyacağını söyledi.
Yaptıkları yatırımların mutluluğunu taşıdıklarını kaydeden Uzun,"Bu övünmeyi halkımla birlikte paylaşmak istiyorum. Çünkü bu santraller, halkımızın iki kuruşlarıyla olmuştur. Biz sadece bir koordineyi sağladık" dedi.
"7 milyon dolar tasarruf"
Kıb-Tek Santraller Şube Amiri Mehmet Salih Gürkan da, Dizel Elektrik Santrali'nin şu anda üretim faaliyetinde olan 4 ünitenin yaz ayları boyunca elektrik enerjisi üretimine büyük katkı sağladığını ifade etti.
Gürkan, Teknecik'teki buhar santraliyle karşılaştırıldığında, üretim maliyeti açısından dizel santraldeki 4 ünite ile yıl sonuna kadar 7 milyon dolar tasarruf sağlanmış olacağını kaydetti.
Gürkan, 7 milyon dolarlık tasarrufla dizel santraldeki ünitelerden birinin kendisini amorti etmiş olacağını belirtti.
Son iki üniteyle birlikte dizel santralin kurulu gücünün 105 megavata çıkacağını kaydeden Gürkan, iki ünitenin de devreye girmesiyle birlikte üretimin, tüketim ihtiyacını karşılayacak noktaya geleceğini söyledi.
Yaklaşık 1.5 ay önce getirilen ve şu anda deneme aşamasında olan 5'inci ünitenin ardından 6'ncı ünitenin de Kasım ayında devreye girmesiyle Aralık ayından önce Teknecik'te kurulu dizel güç 105 megavat kapasitesine ulaşacak.
Teknecik'teki buhar santralinde 120 megavat, 2 gaz türbininde toplam 40 megavat ve Kalecik'teki AKSA santralinde de 85 megavat elektrik üretiliyor.
08 Ekim 2008 Kıbrıs Gazetesi
Teknecik Santralı için 6. ünite bugün geliyor
Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, şu anda 5 üniteden oluşan Teknecik Dizel Elektrik Santrali'nin kapasitesi artırılıyor.
Bugün sabah 09.00'da Gazimağusa Limanı'ndan indirilecek 17.5 megawatt gücündeki 6. üniteyle Teknecik Dizel Santrali'ndeki kurulu güç 105 megawatt olacak.
İtalya'dan gelen yaklaşık 300 ton ağırlığındaki 6. ünitenin ana makinesine ait jeneratörü de 2 hafta sonra Finlandiya'dan KKTC'ye ulaşacak ve montaj işlemine başlanacak.
Bugün indirilecek 6. ünitenin ana makinesi yarın taşınacak. 300 ton ağırlığındaki ana makine perşembe sabahı Gazimağusa, Dörtyol, Geçitkale güzergâhını izleyerek, Mersinlik Boğazı'ndan Kuzey Sahil Yolu'na çıkarılacak ve Esentepe üzerinden Teknecik'e ulaştırılacak.
Taşıma sırasında makinenin seviyesinden geçecek alçak hatların enerjisi kesilecek ve bu nedenle bazı bölgelerde elektrik kesintisi yaşanacak.
Yaklaşık 1.5 ay önce getirilen ve şu anda deneme aşamasında olan 5. ünitenin ardından 6. ünitenin de kasım ayında devreye girmesiyle aralık ayından önce Teknecik'te kurulu dizel güç 105 megawatt kapasitesine ulaşacak.
Teknecik'teki buhar santralinde 120 megavat, 2 gaz türbininde toplam 40 megavat ve Kalecik'teki AKSA santralinde de 85 megavat elektrik üretiliyor.
01 Ekim 2008 Kıbrıs Gazetesi
Bio-dizel için düğmeye basıldı
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül, bio-dizel üretimine yönelik çalışmalar konusunda bilgi vererek, yasal ve teknik altyapının hazırlanması amacıyla çalışmalar başlatıldığını kaydetti.
Bu çerçevede Türkiye Konya Selçuk Üniversitesi'nden üç profesörün ülkemize gelerek konuyla ilgili çalışmalar yaptığını anlatan Kestigül, Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA)'nın da son dönemde bu konuda çalışmalar başlattığına değindi.
Kestigül, uygun bir yatırımcı bulunması halinde ülkede yılda 10 bin ton bio-dizel üretebilecek bir tesis dizayn edilmesi düşüncesi bulunduğunu açıkladı.
Bio-dizelin ne olduğu konusunda da bilgi veren Kestigül, ayçiçeği, soya, kanola, aspir, jojoba gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen yağlarla atık hayvansal yağların, motorinle harmanlanarak, yakıt olarak kullanılmasına bio-dizel denildiğini anlattı.
Ülkemizde yılda ortalama 7 bin ton kadar bitkisel yağ ithal edildiğini bunların 3 bin tonun kullanıldığını geri kalanının ise kanalizasyona dökülerek, yeraltı su rezervlerini ve çevreyi kirlettiğini kaydeden Kestigül, bio-dizel üretimi yapabilecek bir tesis kurulması halinde bu yağların kullanılabileceğini söyledi.
Ülkemizde bio-dizel üretimi
Kestigül, ülkemizde son dönemde bio-dizel üretimine yönelik çalışmalar konusunda bilgi vererek, bio-dizelin yasal ve teknik altyapısının hazırlanması amacıyla çalışmalar başlatıldığını kaydetti.
Uygun bir yatırımcı çıkarması halinde ülkede yılda 10 bin ton bio-dizel üretebilecek bir tesis dizayn edilmesi düşüncesi bulunduğunu açıklayan Kestigül, şöyle devam etti:
"YAGA'nın ülkede bir bio-dizel üretim tesisi kuracak olan gerek iç, gerek dış yatırımcıya tesisi kurabileceği bir alanı devletin makul fiyata kiralayabileceğine yönelik bir çalışması var."
Kestigül, tesis kurulduktan sonra ilk önce yanmış bitkisel yağların toplanıp onların kullanılabileceğini, ardından tohumluk yağ bitkilerinin yurt dışından getirilip işlenip kullanılabileceğini söyledi.
Tarım Bakanlığı olarak bio-dizel kullanımı çalışmaları çerçevesinde tohumluk yağ bitkilerini ülkemizde ektirmeyi planladıklarına da değinen Kestigül, bu bitkilerin bir kısmının kurak, engebeli, tarımsal alan olma özelliği az olan yerlerde yetiştirilebileceğini tespit ettiklerini kaydetti.
Kestigül, ülkemizde yılda 140 bin ton motorin kullanıldığını, bunun yüzde 2'sinin bio-dizel olarak kullanılması halinde, 2 bin 800 tonluk bir bio-dizel ihtiyacı olacağını ifade etti.
Alternatif enerji
Ucuz ve kaliteli enerji ve su sorununun dünyanın en önemli sorunlarından olduğuna işaret eden Kestigül, her iki sorunun da ülkemizde en şiddetli şekilde hissedildiğini vurguladı. Kestigül, enerji ihtiyacının petrol ve petrol ürünlerinden karşılandığını, ancak dünyada petrol fiyatlarının çok yükselmesi ve dünyanın 40-45 yıllık bir petrol rezervinin kaldığının anlaşılmasının, geleceği planlayan modern ülkeleri, alternatif enerji arama noktasına getirdiğini söyledi. Alternatif enerjilerin rüzgar ve güneş enerjisi ile bio-dizel olduğunu söyleyen Kestigül, bu nedenle ülkemizde de bio-dizel konusunda çalışmalar yapılmaya başlandığını vurguladı.
YAGA'nın alternatif enerjiler konusunda özellikle rüzgar ve güneş enerjileri üzerine yabancı yatırımcılarla bir takım çalışmaları yaptığını kaydeden Kestigül, yine aynı çerçevede bio-dizelle ilgili çalışmaların da yapıldığını anlattı.
Neden bio-dizel?
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül, herkesin çevreye, dünyaya ve gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluğu bulunduğunu söyleyerek, "çevreyi koruyup gelecek kuşaklara devretmeliyiz" dedi.
Küresel ısınmanın birçok nedeni olduğunu anlatan Kestigül, fosil yakıtların kullanılmasının çok büyük etkisi olduğuna vurgu yaptı.
Kestigül, küresel ısınmada enerji kullanımının etkisinin yüzde 49, endüstrileşmenin ve sanayinin yüzde 24, ormanların yok edilmesinin yüzde 14 ve tarımın da yüzde 13 olduğuna işaret ederek, bu gerçekler ışığında alternatif enerji kullanımının önemine dikkati çekti.
Küresel ısınmanın önlenmesi amacıyla 1997 yılında Kyoto Protokolü imzalandığını anlatan Kestigül, şöyle konuştu:
"Bu anlaşmayı imzalayan ülkeler 2011 yılına kadar kullandıkları dizel yakıt içinde, bio-dizel kullanımını yüzde 2'ye sonra da yüzde 4'e çıkarmayı kabul ettiler. Şu anda Avrupa Birliği ülkelerinin büyük bir çoğunluğu yüzde 1.8-1.9 arasında bio-dizel kullanıyorlar."
Gelecekte Gelecekte ülkemizin de AB'ye girerek bu sözleşmelere imza koyması halinde bio-dizelin, ya ülkemizde üretip kullanılacağını ya da ithal edilip kullanılacağını ifade etti. ülkemizin de AB'ye girerek bu sözleşmelere imza koyması halinde bio-dizelin, ya ülkemizde üretip kullanılacağını ya da ithal edilip kullanılacağını ifade etti.
26 Eylül 2008 Kıbrıs Gazetesi
Avrupa Komisyonu'ndan enerjiye 14 milyon Euro
ENERJİYE ÖNEMLİ PARA... AB Program Destek Ofisi Başkanı Alain Bothorel, Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesi, ekonomik gelişiminin sağlanması ve adanın birleşmesi için ayrılan 259 milyon Euro'luk mali yardım paketinin, 14 milyon Euro'sunun enerji sektörünün yönetimine ve enerji altyapısının geliştirilmesine ayrıldığını söyledi
Avrupa Komisyonu'nun, KKTC'de pilot güneş enerjisi santrali kurmak için başlattığı proje çerçevesinde düzenlenen "Yenilenebilir Enerji Semineri" dün sabah, Lefkoşa'daki AB Program Destek Ofisi'nde başladı.
AB Program Destek Ofisi Başkanı Alain Bothorel, 259 milyon Euro'luk mali yardım paketinin, Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesi, ekonomik gelişiminin sağlanması ve adanın birleşmesi için kullanılması yönünde çalışmalar yürüttüğünü, bunun 14 milyon Euro'sunun enerji sektörünün yönetimine ve enerji altyapısının geliştirilmesine ayrıldığını anlattı
Avrupa Komisyonu yetkililerinin yanı sıra KIB-TEK sorumlularının da hazır bulunduğu seminerde, yurt dışından gelen enerji uzmanları tarafından, yenilenebilir enerji alanında Kıbrıs'a özgü fırsatlar ve ilgili teknolojiler anlatıldı.
Ofisin Saray Otel karşısındaki yeni binasında yer alan seminerde, AB Program Destek Ofisi Başkanı Alain Bothorel'in açılış konuşmasının ardından sunumlara geçildi.
Öğle saatlerine kadar süren seminerde, yenilenebilir enerji konusunda danışmanlık da yapan Elektrik Mühendisi Dr. Fulcieri Maltini, "Küresel Enerji Devrimi"; Güneş Enerjisi konusunda uzman, fizikçi Dr. Rudolf Minder de, "Güneş Enerjisi Üretimi - Bilim Dalının Mevcut Durumu ve Kıbrıs İçin Gözlemler, Beklenenler" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi ve katılımcıların sorularını yanıtladı.
14 milyon Euro enerjiye
Seminerin açılışında konuşan AB Program Destek Ofisi Başkanı Alain Bothorel, seminer ve başkanı olduğu ofisin çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi.
40 kişinin çalıştığı ofisin, 259 milyon Euro'luk mali yardım paketinin, Kıbrıs Türk toplumunun desteklenmesi, ekonomik gelişiminin sağlanması ve adanın birleşmesi için kullanılması yönünde çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Bothorel, bunun 14 milyon Euro'sunun enerji sektörünün yönetimine ve enerji altyapısının geliştirilmesine ayrıldığını anlattı.
Enerji üretim sistemlerinin daha güvenilir ve sürdürülebilir olmasının önemi üzerinde duran Alain Bothorel, bu konudaki çalışmalarıyla ilgili olarak da bilgiler aktardı.
"Güneş adanın avantajı"
Bothorel, adanın bol güneş alması açısından büyük avantaja sahip olduğuna işaret ederek, güneş enerjisinden elektrik üretilmesi için 4 milyon Euro'luk bir güneş enerjisi projesi başlattıklarını anımsattı.
Projenin 2006 yılında tasarlandığını ve çalışmaların şu anda süratle sürdürüldüğünü anlatan Alain Bothorel, bu projenin, Kıbrıs'ın kuzeyinde yenilenebilir enerji alanında bir başlangıç olacağını vurguladı.
Adanın enerji üretimine yönelik çabaların, AB politikalarıyla uyumlu şekilde sürdürülmesi düşüncesinde olduklarını kaydeden Alain Bothorel, güneş enerjisinden elektrik üretilmesinin ada için öncelikli olduğunun altını çizdi.
1 MW civarında elektrik üretecek olan pilot santralin ileriki yıllarda yapılacak yeni yatırımlarla geliştirilebileceğini ve üretilecek elektrik miktarının da artırılabileceğini belirten Bothorel, bu süreçte bilgi alınabilecek bir de merkez oluşturmayı düşündüklerini kaydetti.
18 Eylül 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrikte yeni tarife
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, dünya petrol piyasalarındaki rakamlara bağlı olarak petrol ve elektrik fiyatlarında düzenlemeye gidileceğini söyledi.
Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısı öncesinde basına açıklama yapan Başbakan Soyer, elektrik fiyatlarının kamuoyuna duyurulacağını açıkladı.
Soyer, hükümetin elektrik üretim sorununu çözdüğü gibi, daha ucuz maliyeti de sağlayacağını vurguladı.
Başbakan Soyer, UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'nu da, Orams davasını siyasi avantaj için kullandığı gerekçesiyle eleştirdi. Ertuğruloğlu'nun "siyasi hırs ve kongredeki konumunu güçlendirmek için" mülkiyet konularını ele almasının yanlış olduğunu belirten Soyer, "1974 sonrası oluşan mülkiyet sistemini reddeden bir mantığın Kıbrıs sorununu çözemeyeceğini" kaydetti.
Soyer: Mülkiyet konularını görüşmenin yeri görüşme masası
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, "yıllarca Kıbrıs sorununu görüşmeyerek Güney Kıbrıs'ı tek yanlı Avrupa Birliği'ne taşıyan zihniyetin, Kıbrıs Türk halkına artık aynı eziyetleri, kayıpları yaşatma hakkına sahip olmadığını" söyledi.
"Kıbrıs Türk halkı görüşme masasına, çözümün eşit tarafı olmak için istekli oturmuştur ve burada da istekleri doğrultusunda hareket edecektir" diyen Soyer, ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi'nin politikalarını eleştirdi.
Başbakan Soyer, mülkiyet konularını görüşmenin yerinin görüşme masası olduğunu kaydederek, görüşme masasına gitmeden Rum tarafının AİHM'e bu meseleyi taşımasına Kıbrıs Türk halkının "bana ne" diye sırt dönemeyeceğine de işaret etti. Soyer, AİHM'de kaybedilen davalardan UBP'nin hâlâ ders almamasının kabul edilemeyeceğini söyledi ve bu partinin Orams davasıyla ilgili ifadelerini eleştirdi.
Başbakan Soyer, elektrik üretimi ve iletimindeki sorunları çözen hükümetin, maliyetteki sorunları da çözeceğini ve halka daha ucuz ve kaliteli enerji sağlayacağını vurguladı.
Petrol ve elektrik fiyatları değerlendiriliyor
Başbakan Soyer, dünya petrol piyasalarındaki fiyatlara bağlı olarak otomatik fiyatlandırmaya bağlanan petrol fiyatlarını değerlendireceklerini , buna bağlı olarak aylık elektrik tarife ücretlerinin de ay sonuna doğru şekilleneceğini bildirdi.
Ülkede siyaset yapmak ve toplumsal meselelere bağlı hareketlerin ilkesel özelliklerden uzaklaştığını kaydeden Soyer, "Siyasi hırs ve siyasi avantaj elde etmek, hatta bırakın ülkedeki iddiaları, parti kongrelerinde dahi avantaj sağlayabilmenin içine maalesef Kıbrıs sorunu gibi temel konulardaki prensipler de dahil edilmiştir" dedi.
UBP Genel Başkanı Ertuğruloğlu'na eleştiriler
Soyer, UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun dün yayımladığı bir bildiriye atıfta bulunarak, Ertuğruloğlu'nun "hem kongredeki konumunu güçlendirebilmek hem de görüşme aşamasındaki Kıbrıs meselesinde süreci tıkayıp, süreçteki pek çok unsuru zedeleyerek kendi düşüncesine siyasal avantaj sağlamak için hareket ettiğini" kaydetti.
Bunun en yeni örneğinin Orams davasıyla ilgili bildiri olduğunu kaydeden Soyer, yıllarca Dışişleri Bakanlığı da yapan Ertuğruloğlu'nun mülkiyetle ilgili yaklaşımının yanlış odluğunu anlattı. Soyer, mal mülk konusunun sadece Rumların meselesi olmadığını, Güney Kıbrıs'taki Kıbrıs Türk mallarıyla da ilgili bir mesele olduğunu anlattı.
"Güney'deki Türk emlakini unutmasını şiddetle kınıyorum"
Başbakan Soyer, şöyle konuştu:
"Sayın Ertuğruloğlu'nu sahip olduğu düşünce nedeniyle 1974'ten sonra Güney'deki Türk emlakini unutmalarını 2008'de yeniden tekrarlamasını şiddetle kınıyorum. Çünkü Kıbrıs'taki mülkiyet meselesinin çözümünde hem Kuzey'deki hem Güney'deki mülkiyetler, hem Kıbrıslı Türklerin hem Rumların kayıtları temelinde eşit şekilde alınacaktır. Güney'deki Türk emlakini unutması ve 30 yıllık bu unutulmuşluğun üstünden yine aynı mantıkla siyaset yapmasını görüşme masasında karşılıklı tazminatlar, takas, mübadele konularının görüşüldüğü bir aşamada büyük bir yanlışlık olarak telakki ediyorum. Ne ana muhalefet partisinin genel başkanına, ne de yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapmış bir siyasiye yakışır."
"Bana ne diye sırt dönemeyiz"
Başbakan Soyer, mülkiyet konularını görüşmenin yerinin görüşme masası olduğunu kaydederek, görüşme masasına gitmeden Rum tarafının uluslararası mahkemelere, AİHM'e bu meseleyi taşımasına Kıbrıs Türk halkının "bana ne" diye sırt dönemeyeceğine işaret etti. Kıbrıs Türk halkının, bu mantık karşısına dirençle çıkması gerektiğini vurgulayan Soyer, bu mantık nedeniyle zamanında Loizidu ve Xenis Arestis davasının kaybedildiğini, UBP'nin bu sonuçlardan hâlâ ders almamasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Rum tarafı uluslararası mahkemelere gitmişse Kıbrıs Türk tarafının da uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bunların karşısına çıkması gerektiğini, nitekim Taşınmaz Mal Komisyonu ve Timvios davası gibi konularda önemli başarılar elde edildiğini kaydetti.
Soyer, "Onun için Sayın Ertuğruloğlu'nun siyaset yapacağım ve parti kongresinde avantaj elde edeceğim diye bu gerçeklerin üstünden atlamasını kabul edilmez buluyorum" dedi.
Sakıncalı ifadeler
Aynı bildiride Orams davasıyla ilgili ifadelerin de son derece sakıncalı olduğunu ifade eden Başbakan Soyer, "Orams davası diye bilinen Lapta'da 1974 öncesi Rumlara ait araziye ev yapan bir İngiliz çiftinin Rum mahkemesinin kararına uymamaları nedeniyle İngiltere'deki mal varlıklarına el konulması amaçlı gelişmeler Talat-CTP ikilisinin yanlış uygulamalarına bir örnektir" denilen UBP bildirisini eleştirdi.
Böyle bir mantığın kabul edilemeyeceğini ifade eden Başbakan Soyer, UBP liderliğinin "KKTC'de 1974 sonrasında çıkan İTEM Yasası'nı, bu yasaya bağlı kendi dönemlerinde verilen koçanları, yani KKTC toprak sistemini reddettiğini" belirtti.
Soyer, "Bu nasıl bir mantıktır..." diye sorarak, İngiliz çiftin İTEM yasasındaki koçan veya tahsis çerçevesindeki bir belgeyle mülkiyeti alarak bu evi yaptığını, Kıbrıs Türk tarafının müdafaasının da bu yönde olduğunu kaydetti.
"O zaman hiç konuşmasınlar"
Soyer, şöyle devam etti:
"1974 öncesi bütün bu işlemler yoktur deyip Rum arazisidir diye ilan edilmesi, Orams davasına doğru ana muhalefet partisinin bilinçli şekilde bu davayı sabote etmek için yaptığı bir çağrıdır. Bu kabul edilemez. Nitekim bundan ötürüdür ki Kıbrıs Türk tarafı ısrarla mülkiyet meselesini İTEM yasamız kapsamındaki koçan, tahsis ve benzeri belgelerin Taşınmaz Mal Komisyonumuz vasıtasıyla çözümünde karşılıklı takas, tazminat ve kısmi iade konusunu gündeme getirmiştir.
UBP liderliği şimdi bunu söylemektedir. O zaman hiç konuşmasınlar. 'KKTC tanınsın' diye hiç konuşmasınlar. KKTC'nin 1974'ten sonra oluşturduğu mülkiyet sistemini bile reddeden bir mantık ve bununla ilgili siyasi hırs için bu konunun üstünden bile atlayan bir mantık, kanıma göre Kıbrıs sorununun çözümünü gerçekleştiremez."
"UBP, Cumhurbaşkanı'nın görüşme masasından çekilmesini istiyor"
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, UBP Genel Başkanı Ertuğruloğlu'nun Cumhurbaşkanı ve hükümeti, görüşmelere oturduğu için de suçladığını kaydederek, açık olarak Cumhurbaşkanı'nın görüşme masasından çekilmesini istediğini belirtti.
Soyer, özetle şunları dile getirdi:
"Yıllardır görüşmeyerek, görüşme masasına oturmayarak, Güney Kıbrıs'ı tek yanlı AB üyeliğine taşıyan zihniyet, Kıbrıs Türk halkına artık aynı eziyetleri, kayıpları yaşatma hakkına sahip değildir. Kıbrıs Türk halkı görüşme masasına, çözümün eşit tarafı olmak için istekli oturmuştur ve burada da istekleri doğrultusunda hareket edecektir. UBP liderliğinin Kopenhag ve Lahey'de ve yıllardır görüşme masalarında Rumları AB'ye taşıyan mantığı asla kabul edilemez ve bu yanlışlığı artık halkımız bir daha tekrarlamayacak denli politik tecrübeye sahiptir."
"Elektrikte fiyat sorununu da aşacağız"
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, bazı siyasi parti ve örgütlerin, ülkede yaşanan sıkıntılarla ilgili açıklamalarının doğal olduğunu belirterek, dünya petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle elektrik zamlarına eleştirilere de değindi.
UBP, TDP ve "politikayla çok ilgilenen" bir televizyon kanalının elektrik konusunu sürekli gündeme getirdiğini, manşetlerin "karanlıklar içinde kaldık" şeklinde atıldığını söyleyen Soyer, "UBP yetkili kurullarında görev yapan bir siyasinin kendi televizyonunda mumlarla program düzenlediğini" de kaydetti.
Santral yatırımlarının ve iletişim hatlarının yenilenmesinin ardından elektrikte maliyet sorununu da aşacaklarını vurgulayan Soyer, "Önemli olan sıkıntıları çözme enerjisini, kabiliyetini üretmektir. Sıkıntıların üzerinden siyaset yapmak değildir" dedi.
Hükümetin elektrik sorununu çözdüğü gibi, daha ucuza maliyetin önündeki sorunları da çözeceğini kaydeden Soyer, "bildiri basıp mum dağıtanlarının sorun çözüldükten sonra elektrik fiyatlarındaki sıkıntı konusunda konuşmasının manasız olduğunu, çünkü söyleyecek sözleri olmadığını, siyasetin gerçeğe dayanması gerektiğini" ifade etti.
Başbakan Soyer, "elektrik zamlarının bütçe açığı için kullanıldığı" yönündeki eleştirilerin ise yanlış bir propaganda olduğunu belirtti. Soyer, "Bunu söyleyenlerin sorunun çözümüne katkı koyacak düşüncesi yoktur. Hükümet, enerji sorununu çözdüğü gibi daha ucuz ve kaliteli enerji konusunda insanlara sorunu aşacak seçenekler üretmeye başladı. Bunun sonuçlarını da halkla paylaşacağız" dedi.
17 Eylül 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrik zammından devlet bütçesine tek kuruş bile girmez
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, ülke ekonomisinde bir durağanlık yaşandığını ancak bunun dünyadaki gelişmeler çerçevesinde yaşanan bir olumsuzluk olduğunu söyledi. Başbakan Soyer, "Elektriğe yapılan artış, dünyadaki fueloil fiyatlarının artmasından kaynaklanıyor ve bu artıştan devlet bütçesine tek kuruş bile girmez" dedi.
Soyer, Kıbrıs sorununun da en geç 2009 yılı ortalarında çözümleneceğine inanç belirterek, görüşme sürecinden sonra çözüme istekli tarafın netleşeceğini ve dünya devletlerinin bu doğrultuda karar üreteceğini söyledi.
Geçmiş hükümetlerin popülist yaklaşımları sonucunda ekonominin bugün zora girdiğini ifade eden Başbakan Soyer, geçmiş hükümetlerin yaptığı yanlış uygulamaları CTP-BG'nin yapmadığını ve yapmayacağını dile getirerek, halka daima gerçekleri anlattıklarını, bu nedenle de suçlandıklarını belirtti
CTP Genel Başkanı Başbakan Ferdi Sabit Soyer, önceki akşam Doğancı köyünü ziyaret etti.
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu'ndan yapılan açıklamaya göre Soyer, ülkede yaşanan son gelişmeler hakkında halka bilgi verdiği konuşmasında Kıbrıs konusundaki son gelişmelere de değindi.
CTP-BG'nin politikaları
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmelerin, CTP-BG'nin çözüme yönelik politikaları ve Kıbrıs Türk halkının istekli taraf olarak dünyaya kendini göstermesi sonucunda yaşandığını belirtti.
Soyer, Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs sorunu konusunda çok uğraşlar verdiğini ve yürünen bu yolda Doğancı köy halkının büyük roller oynadığına dikkat çekti.
Başbakan Soyer, şöyle devam etti:
"AB genişleme sürecinde zamanın iktidarları 'çözümsüzlük çözümdür' politikalarıyla, dünyadan ve Avrupa'dan koparak, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı AB'ye girmesine zemin hazırlamıştır. Tek yanlı AB'ye giren Kıbrıs Rum tarafının, o dönemlerde başkanlığını yapan Tasos Papadapulos'un da bunları fırsat bilerek Kıbrıs Rum halkını "Hayır" demey1e hazırladı. Ancak bizim çabalarımız ve girişimlerimiz sonucunda Papadopulos'un politikalarının sürdürülemez olduğunu hem dünya hem de Rum halkı gördü ve bu çerçevede Dimitris Hristofyas'ı başkan seçti."
Referandum sonrası
24 Nisan referandumunun ardından yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Başbakan Soyer, bu tarihin ardından Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye ve hükümet olarak akıl dolu siyasi bir tablo çizildiğini söyledi.
Kararlılık, akıl yolu ve çözüm hedefiyle yürümekten asla vazgeçmediklerini belirten Başbakan Soyer, "Evet" demenin, şimdiki gelişmelerin ardındaki en büyük basamak olduğunu belirterek, hem Kuzey'de hem de Güney'de çözümsüzlüğü savunan, bölünmüş Kıbrıs'ı arzulayan siyasi kesimlerin, bu referandumla yıkıldıklarını vurguladı.
Soyer, Güney Kıbrıs'ta yapılan son başkanlık seçimler sonucunda, Dimitris Hristofyas dönemi başladığını ve yeni bir sürece girildiğine işaret etti.
Yeni süreç
Yeni süreçte liderlerin kapsamlı görüşmelere başladığını anımsatan Soyer, "3 Eylül'de başlayan bütünlüklü görüşmeler, çetin ve zor geçecek; çünkü Güney'de DİKO ve EDEK gibi siyasi partilerin yanında Kuzey'de bulunan ana muhalefet partisi ve bazı siyasi partiler süreci karalama politikasına başladılar" dedi.
Çözümün, siyasi eşitliğe dayalı, tek kimlik altında, iki toplumlu, iki bölgeli federal bir çözüm olacağını belirten Soyer, adada kalıcı bir anlaşmanın sağlanması için Kıbrıs Türk toplumunu duyarlı olmaya ve akıllıca kararlar vermeye davet etti.
Hedefin, 2008 sonu 2009 ortasında Kıbrıs sorununun çözümlenmesini sağlamak olduğunu söyleyen Başbakan Soyer, yapılacak görüşmelerden sonra iki liderin anlaşmaya vardığı metnin, referanduma sunulacağını belirtti.
Sorunun, Kıbrıslıların sorunu olmaktan çıktığını, dünya sorunu haline geldiğine dikkat çeken Başbakan Soyer, Akdeniz'in, "Avrupa'nın ticaret merkezi" olarak adlandırıldığını ve sadece Doğu Akdeniz'in problemli olduğunu, varılacak bir anlaşmanın bu bölgeyi de ticaret merkezinin içine çekeceğini vurguladı.
Ekonomideki büyüme
Konuşmasında ekonomik gelişmelere ve büyümeye de değinen Başbakan Soyer, ekonomik büyümenin çözüm yolunda atılacak en önemli adım olduğunu söyledi.
Çözüm olması durumunda bile ekonomik sıkıntıların sorun yaratabileceğini bu nedenle bir takım tedbirlerin çözüm olmadan önce alınması gerektiğini ifade eden Başbakan Soyer, "Sıkıntılar birlikte mücadele vererek aşılır ve bunun yanında çareler aramamız gerekir. İddia sahibi ve söz sahibi olmak için kendi ayakları üzerinde durabilen bir toplum olmalı ve varlığını sürdürebilecek bir halk yaratılmalı" dedi.
Sıkıntılar
Son dönemlerde yaşanan ekonomik sıkıntıların, geçmiş hükümetlerin, bütçeye vurduğu darbeler ve bıraktığı büyük borçtan da kaynaklandığını ifade eden Başbakan Ferdi Sabit Soyer, şöyle devam etti:
"Zamanında yapılan büyük yanlışları hâlâ daha ödüyoruz. KKTC'nin en büyük giderini, Transfer Kalemi oluşturuyor. Geçmiş dönemlerde 35 yaşında emekli ettikleri insanlar, 3 kez emekli ikramiyesi alanlar, 15 senede 30 yıl üzerinden Sosyal Sigorta emeklisi olanlar, emekli olup tekrardan işe alınanlar ve oy uğruna yapılan yanlışların bedelini, şimdi bizler ve daha anne karnında olan bebekler ödüyor."
Başbakan Soyer, bu yanlışların, ülkeye büyük darbe vurduğunu belirterek, ülke genelinde 27 bin emekli ve 24 bin Sosyal Sigorta emeklisi olduğuna dikkat çekti.
Fueloil fiyatlarının artması
Dünya piyasalarında artan fueloil fiyatlarının ve kuraklığın ülke genelinde ekonomik sıkıntılar yaşanmasına sebebiyet verdiğini dile getiren Başbakan Soyer, alınan yeni karar çerçevesinde, dünya petrol piyasasında yaşanacak artışların ve düşüşlerin, aynı anda ülkeye yansıyacağını belirtti.
Soyer, alternatif enerji kaynaklarıyla birlikte, üretilecek elektrik enerjisinin kömür ve doğal gaz yakılarak üretilmesi için çalışmalar yapılacağını açıkladı. Başbakan Soyer, rüzgâr ve güneş enerjisiyle elektrik üretebilen santrallerin ihale aşamasında olunduğunu ve bu yeni formüllerin Kıbrıs Türkü'ne büyük bir kazanç getireceğini söyledi.
Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesi için kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini ve CTP-BG'nin bu yönde uğraş verdiğini vurgulayan Soyer, şöyle devam etti:
"Eğer kendi ayakları üzerinde duran bir halk olacaksak kendi kendimize yetmemiz gerekir. Taşıma su ile değirmen dönmez. Bizi bugüne kadar hep hazıra alıştırdılar. Üşüdük ısıttılar, sıcak aldık serinlettiler. Bu şekilde üretken bir toplum olmaktan çıktık. Ama eğer kendi geleceğimizi belirlemede söz sahibi olmak istersek kendi ayaklarımızın üzerinde durmalıyız ve kendi kendimize yetmeliyiz."
10 Eylül 2008 Kıbrıs Gazetesi
KIBTEK'in fiyatları astronomik
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreter Yardımcısı, Ekonomi ve Maliye Komitesi Başkanı Ersin Tatar, "elektrik zamlarının istihdamlar, beceriksizlik ve vizyonsuzluk sonucu zora sokulan bir kurumun borçlarını kapatmaya yönelik akıl dışı bir hareket; hükümetin de zamlarda diretmesinin halk düşmanlığı olduğunu" iddia etti.
Tatar, "dünyadaki ham petrol fiyatları göz önünde tutulduğunda KIB-TEK'in vatandaşa uyguladığı tarifenin astronomik olduğunu" da savundu ve KIBTEK'in fiyat tarifelerini bir an önce gözden geçirmesini istedi.
UBP Basın Bürosu'nun açıklamasına göre Tatar, Maliye Bakanı Ahmet Uzun'u eleştirerek, şov ve reklam yaparak gündemi saptırmakla suçladı.
2004 yılı başında UBP hükümetten ayrılırken kilovatı 8 sentten evlere verilen elektriğin bugün yaklaşık yüzde 300 zamla vatandaşa satıldığını kaydeden Ersin Tatar, "Oysa devlette çalışan vatandaşın bile bu süre içinde aldığı toplam maaş artışı ortalama yüzde 100 civarındadır" dedi.
Ersin Tatar, Güney Kıbrıs'ta elektriğin daha ucuz bir tarifeyle satıldığını kaydederek, açıklamasında şunlara yer verdi:
"Elde edilen bilgilere göre KKTC santrallerinde elektrik üretimi için kullanılan fuel-oil'in fiyatı petrol fiyatları ile paralel hareket etmektedir. Son günlerde petrolün dünya piyasalarında fiyatının düşmesi ile ham petrol fiyatları da 700 doların üzerinden 600'lü rakamlara gerilemiştir.
Öğrendiğimize göre her kilovat için kullanılan ham petrol miktarı 285 gramdır. 600 dolarlara yaklaşan ham petrol 1 milyon gramdır. Basit hesapla her kilovat için kullanılan ham petrol KIB-TEK'e 0.25 YTL'ye mal olmaktadır.
KIB-TEK'in tarifelerine bakıldığında vatandaşın istismar edildiği ortaya çıkmaktadır. Yine KIB-TEK üst yönetimine göre normal şartlarda ham petrol maliyeti faturanın yüzde 80'nin üzerinde bir kısmını ihtiva etmektedir. Fakat görülüyor ki komik derecede ufak olan ilk 259 kilovat dilim 0.31, ikinci 259 kilovat 0.40, üçüncü 259 kilovat 0.43 ve toplam 777 kilovat kullanımdan sonra fiyat anormal derecede yükselerek 0.59 YTL olarak vatandaşa faturalanmaktadır.
Yanlış bir fiyat politikasıyla KIB-TEK, KKTC'nin bu denli pahalı olmasına neden olmaktadır. Kilovat başı ortalama 0.25 YTL'ye mal olan ham petrol üst dilimde vatandaşa 0.58 YTL'den fatura edilmektedir. Üstüne üstlük şişkin faturanın üzerine yüzde 10 KDV ve yüzde 3'ün üzerinde santral katkı payı eklenmektedir."
09 Eylül 2008 Kıbrıs Gazetesi
SCADA sistemiyle elektrikte yeni dönem
KKTC'deki elektrik üretim, iletimi ve dağıtımının otomatik kontrolü ve gözlenmesini sağlayacak entegre kontrol ve takip sistemi SCADA hizmete giriyor.
Elektrikte yeni bir dönemi getirecek olan Denetimsel Uzaktan Kumanda ve Bilgi Toplama Sistemi (SCADA) ilk etapta pilot olarak seçilen 11 bölgeyi kapsayacak.
10 Eylül'de düzenlenecek törenle hizmete girecek sistem için bugüne kadar yaklaşık 25 milyon Euro harcandı.
Sistem; tek bir kumanda merkezinden tüm elektrik üretim, dağıtım ve iletim hatlarını izleme imkânı vermesinden dolayı, oluşabilecek arızalar önceden görülerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacak. Bu sayede arızalar daha oluşmadan tespit edilip gerekli önlemler alınabilecek.
SCADA sistemi dün sabah Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu'ndaki (KIB-TEK) kontrol odasında Maliye Bakanı Ahmet Uzun'un da katılımıyla basına tanıtıldı.
Tanıtıma, KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu, Müdür Fuat Mertay, Tesis Şube Amiri Kulderen Canseven, KIB-TEK mühendisleri ve basın yayın kuruluş temsilcileri katıldı.
Uzun
Maliye Bakanı Ahmet Uzun tanıtımda yaptığı konuşmada, sistemin 10 Eylül'de düzenlenecek törenle hizmete açılacağını belirterek, ancak daha önceden önemini anlatmak gereği hissettiklerini söyledi. Elektrikte farklı bir aşamaya gelindiğini ifade eden Uzun, kurulan cihazlarla tüm adanın elektrik teşkilatının bir odadan idare edileceğini anlattı.
Sistemi kurmak için büyük yatırımlar yapıldığını belirten Uzun, elektrik arızalarının "noktasına kadar" bu merkezden görülerek yine bu merkezden giderilebileceğini dile getirdi. "Bu cihazlar arızanın yerini ve ne olduğunu söyleyecek" diyen Uzun, arızaların da bu sayede çok kısa sürede bir düğmeyle halledileceğine dikkat çekti.
Elektrikte büyük yatırımlar
Elektriğe büyük yatırımlar yaptıklarını yineleyen Ahmet Uzun, elektrik üretiminde 120 megavatlık santrale 105 megavat kapasite daha eklediklerini kaydetti. Uzun, özel sektöre yap-işlet modeli ihale açtıklarını ve onun da bir aya kadar sonuçlanacağını söyledi.
Mevcut 310 kilometrelik iletim hattına 2 yılda 177 kilometrelik iletim hattı daha eklediklerini belirten Uzun, trafo merkezlerinin de yenilendiğini veya yenilerinin yapıldığını ifade etti.
Uzun, 132'lik denen güçlü elektrik üretimine de ilk defa kendi dönemlerinde başlandığını vurguladı.
Yatırımların süreceğini ve 1 yıl içinde elektrik üretiminde ihtiyaçların yedeklerle karşılanmış olacağını kaydeden uzun, herhangi bir santralin arızalanması halinde yedeklerin devreye gireceğini söyledi.
Uzun, talep gelmesi halinde Rumlara da elektrik satabilecek duruma gelindiğini belirtti.
"Bunlar olmazsa olmazlardı" diyen Uzun, elektrik kesintilerinin büyük oranda önüne geçildiğini, ancak daha yapılacak şeyler olduğunu ifade etti. Uzun, "Elektrik Kurumu yatırımları 3 yıl önceye göre hizmet bakımından çok çok önde" şeklinde konuştu.
Elektrik fiyatları
Elektrik fiyatlarının "cep yakmakta olduğunu", bunun elektrik girdilerinin yüzde 85'ini oluşturan fueloil fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını anlatan Ahmet Uzun, bir süreden beri fueloil fiyatlarında düşüş olduğunu ve kendilerinin de tarifelerde indirime gittiklerini söyledi.
Eylül ayı tarifelerinin indirimli olduğunu ve bunun ekim ayı faturalarına yansıyacağını belirten Uzun, fueloil fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi halinde tarifelerdeki indirimin de süreceğini ifade etti.
50-60 Milyon Euro
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, soru üzerine bugüne kadar sisteme trafo merkezleri ve iletim hatları da dâhil 25 milyon Euro harcandığını ifade ederek, toplamda 50-60 milyon Euro'ya mal olmasının beklendiğini söyledi.
İkinci etap için yakında ihaleye çıkılacağını da belirten Uzun, yıl sonuna kadar fazladan 70 megawatt enerji imkânı sağlanacağını ve istemesi halinde bunun Rum tarafına satılabileceğini belirtti.
Planlarının 15 yıllık bir dönemi kapsadığını da belirten Uzun, ihale sonucu bir ay sonra 100 megawattlık kurulmuş güç geleceğini, Kalecik'teki AKSA firmasının da 40 megawattlık kapasitesinin de yükseltileceğini ifade etti.
Uzun, ilk defa 10 megawattlık çevre dostu alternatif enerjiden elektrik üretimi yapılacağını da anlattı.
Yatırımlar için kesinti
Yatırımlar için elektrik tarifelerinde kilowatt saat başına 2 kuruş alınmakta olduğunu da belirten Uzun, bu parayla 70 megawattlık santralin borcunun yıl sonunda tamamlanacağını ve yeni yılda 35 megawattlık santralin ödenmeye başlanacağını söyledi.
Uzun, yeni sistem veya yatırımlar için buna ek olarak yatırım katkı payı alınmayacağını da belirtti.
Yatırımların Türkiye Cumhuriyeti'nden gelen parayla yapılmakta olduğuna dikkat çeken Uzun, "Bizim yaptığımız bunlara artı olarak kendi kaynaklarımızı da katarak bir şeyler yapmak" dedi.
Hüdaoğlu
KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu da, Elektrik Kurumu'nun 3 ana bacağı olduğunu belirterek, bunları "üretim", "iletim" ve "dağıtım" olarak açıkladı.
Üretimin artırılmakta, iletimin takviye edilmekte ve dağıtımın da iyileştirilmekte olduğunu kaydeden Hüdaoğlu, SCADA sistemiyle bağlanan 11 merkezin uzaktan kumanda edilebileceğini söyledi.
Tüm bölgelerin merkeze bağlanmasıyla çehrenin de değişeceğini vurgulayan Hüdaoğlu, "Bu ilk etap. Yüzde 40'ı. Bu bile çok şeyi değiştirdi. 6-7 ay sonra ikinci etap yapılacak" dedi.
Daha önce 4 saatte giderilebilen bir arızanın sistem sayesinde "saniyeler içinde" giderileceğini anlatan Ahmet Hüdaoğlu, bir soru üzerine mühendislerinin yeterli düzeyde olduğunu belirtti. Hüdaoğlu, "Hatta denklerine göre daha yeterliler, çünkü kriz yönetimini de öğreniyorlar. Teknik olarak çok iyiler" dedi.
Canseven
Tesis Şube Amiri Kulderen Canseven ise, sistem hakkında teknik bilgi verdi ve çalışma sistemini gösterdi.
Tüm yatırımın 1-2 bilgisayara bağlı olduğunu ve bilgilerin bilgisayar ortamından görülmekte olduğunu anlatan Canseven, uzaktan kumanda sağlayan bir sistem olduğunu söyledi. "11 merkezin uzaktan kumandası yapılıyor" diyen Canseven, sistem sayesinde müşterilere iletilen elektriğin kalitesine kadar tüm unsurların görülmekte olduğunu belirtti.
Yatırımlar sayesinde 66 kilovolt olan enerjinin 132 kilovolta çıkarıldığını kaydeden Canseven, bu sayede enerji kaybının da yüzde 100 düştüğünü ifade etti.
Elektrik kesintilerinde sistemi uyardığına da işaret eden Canseven, bunların ekrana da yansıdığını kaydetti.
Canseven, önümüzdeki ay sisteme bağlı bölge sayısının 13 olacağını ve toplamda 23 bölgenin sistemde bağlı olacağını da anlattı.
İlk 11 bölgenin önem sırasına göre belirlendiğini kaydeden Canseven, sistem ile telefon sistemine de hizmet verilebileceğini ve ileride isteyen cep telefonu şirketlerine de hizmet satılabileceğini ifade etti.
29 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrikte "indirim" değil "bindirim" var
KAMU-SEN, önceki gün Bakanlar Kurulu'nda elektrik tüketiminde yüzde 11'e varan indirime gidildiği yönündeki açıklamanın da doğru olmadığını söyledi. Özkardaş, "Hükümet halkımızla alay etmektedir. Basında açıklandığı gibi elektrik tüketim fiyatları düşürülmemiş aksine artırılmıştır. Yani hükümet elektrikte indirime değil "bindirme" gitmiştir" dedi.
KAMU-SEN Genel Başkanı Mehmet Özkardaş yaptığı açıklamada hükümetin "halkla alay ettiğini" savunarak, basında açıklandığı gibi elektrik tüketim fiyatlarının düşürülmediğini, aksine artırıldığını iddia etti.
Özkardaş, 13 Ağustos ile 20 Ağustos arasındaki iki fatura arasında hem dilimlerin küçüldüğünü hem de KWS başına 2'şer YKR zam yapıldığını belirterek, dün Bakanlar Kurulu'nca açıklanan fiyatlarda hükümetin konutlarda tüketilen elektriğin 250 KWS kadar olan tarifelerde 32 YKR'den 30 YKR'ye düşürüldüğünü söylediğini, ancak 13 Ağustos'ta 28 YKR, 20 Ağustos'ta 30 YKR olan konut elektriğinin iddia edildiği gibi 32 YKR'den 30 YKR'ye indirilmediğini söyledi.
Mehmet Özkardaş, halkın önceki elektrik faturalarını karşılaştırarak hükümetin doğru söylemediğini anlamasının mümkün olduğunu belirtti.
İndirim yok
Özkardaş, açıklamasında şunları kaydetti:
"Hükümet başta elektrik olmak üzere akaryakıta, yemeklik yağa, süte, gaza, motorlu araç ruhsatlarına kısacası yaşamın her alanına yaptığı insafsızca zamlarla halkı bezdirmiş ve bunalıma girmesine neden olmuştur.
Halkımız her gazete sayfası açtığında hırsızlıklar, soygunlar, tecavüzler, çevre yağması, cinayet ve intihar haberleri okumaktan usanmıştır. Yasaları tanımayan 'ben yaparım olur' mentalitesiyle kendisine yandaş örgütler de bularak tepkileri geçiştirmeye çalışan hükümete halkımızın güveni kalmamıştır.
Dün (önceki gün) Bakanlar Kurulu'nda elektrik tüketiminde % 11'e varan indirime gidildiği açıklaması doğru değildir.
Hükümet halkımızla alay etmektedir. Basında açıklandığı gibi elektrik tüketim fiyatları düşürülmemiş aksine artırılmıştır. Yani hükümet elektrikte indirime değil "bindirme" gitmiştir.
İşte kanıtı 13/08/08 tarihinde 283 kws kadar olan tüketim için kws başına 28.28 yeni kuruş, ikinci 283 kws için kws başına 36.05 yeni kuruş, sonra gelen 283 kws için 39 yeni kuruş, sonraki 201 kw için ise 52.21 yeni kuruş iken bir hafta sonra 20/08/08 tarihli faturalarda ilk 283 kw saat için 28.28.98 yeni kuruş olan fiyat kws'da 250 kws'a düşürülmüş ve ilk 250kws için kws başına 30.00 yeni kuruş, ikinci 250 kws için kws başına 38.34 yeni kuruş, üçüncü 250 kws için kws başına 41.54 yeni kuruş, sonraki 97 kws için kws başına 55.37 yeni kuruş olmuştur. Buradan da görüldüğü gibi 13 Ağustos ile 20 Ağustos arasındaki iki fatura arasında hem dilimler küçülmüş hem de kws başına ikişer yeni kuruş zam yapılmıştır.
Şimdi bir de dün (önceki gün) Bakanlar Kurulu'nca açıklanan fiyatlara bakalım. Hükümet "konutlarda tüketilen elektriğin 250 kws kadar olan tarifelerde 32 yeni kuruştan 30 yeni kuruşa düşürüldüğünü söylüyor. 13 ağustosta 28 yeni kuruş 20 ağustosta 30 yeni kuruş olan konut elektriği Bakanlar Kurulu'nun iddia ettiği gibi 32 yeni kuruştan 30 yeni kuruşa indirilmemiştir. Aynı durum sonraki gelen dilimler içinde geçerlidir. halkımızın önceki elektrik faturalarını karşılaştırarak hükümetin halkına doğru söylemediğini anlamaları mümkündür.
İş yerlerini kapatma noktasına gelen esnaf yok olan hayvancılık, can çekişen turizm ve geçim sıkıntısında olan dar ve sabit gelirliler artık aldatılmaktan usanmışlardır".
28 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektriğe yüzde 11'e varan indirim
TARİFELER İKİ ÜÇ KURUŞ DÜŞÜRÜLDÜ... Elektrik fiyatları konutlarda, 250 kilowata kadar olan tarife 32'den 30 Yeni Kuruş'a; 251-500 arası kilowatta 41'den 38 Yeni Kuruş'a; 501-750 arası kilowatta 44 Yeni Kuruş'tan 41 Yeni Kuruş'a, 751 ve üzeri kilowatta ise 59 Yeni Kuruş'tan 57 Yeni Kuruş'a düşürüldü. Yeni tarife ve yeni fiyatlar 1 Eylül'den itibaren yürürlüğe girecek
Bakanlar Kurulu, fuel oil fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak elektrik fiyatlarının % 11'e varan oranlarda düşürülmesine karar verdi.
Bakanlar Kurulu'nun Başbakan Ferdi Sabit Soyer başkanlığında gerçekleştirdiği toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantı sonrasında, alınan kararları, Bakanlar Kurulu Sözcüsü, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Salih Usar açıkladı.
Dünyadaki petrol fiyatlarının artışıyla, petrol ürünlerinde ve elektrik tarifelerinde zorunlu artışa gidildiğini, bunun bütçe açıklarının giderilmesine yönelik olmadığını vurgulayan Usar, konuyu dünkü toplantısında değerlendiren Bakanlar Kurulu'nun, elektrik tarifelerinde % 11'e varan indirimler gerçekleştirdiğini kaydetti.
Bu düzenlemeyle elektrik fiyatlarında, fuel oil fiyatlarına bağlı olarak tavır belirleneceğini ifade eden Usar, "dileğimiz akaryakıt fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi ve daha ucuza fuel oil temin edilmesiyle yeni indirimlere gidilmesidir" şeklinde konuştu.
Bazı tarifelerden örnekler de veren Usar, esnaf, zanaatkarlar ve ticari işletmelerde 48 Ykr olan kilowat saat fiyatının 42 Ykr'a düşürüldüğünü; konut, sanayi, turizm ve diğer sektörlerde de değişen oranlarda indirime gidildiğini, bir tek devletin kullandığı tarifenin 53 Ykr'dan 56 Ykr'a çıkarıldığını açıkladı.
Usar, basının sorusu üzerine, konutlarda, 250 kilowata kadar olan tarifenin 32'den 30 Ykr'ye; 251-500 arası kilowatta 41'den 38 Ykr'ye; 501-750 arası kilowatta 44 Ykr'den 41 Ykr'ye; 751 ve üzeri kilowatta ise 59 Ykr'den 57 Ykr'ye düştüğünü ve yeni fiyatların 1 Eylül'den itibaren yürürlüğe gireceğini kaydetti.
Bakanlar Kurulu, Lefke Avrupa Üniversitesi'ne yeni fakülte binası yapımı için Lefke merkezinden yer tahsis edilmesi kararını aldı.
Kurul, dünkü toplantısında ayrıca, YAGA ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı'nın koordineli şekilde sürdürdüğü çalışmalar neticesinde yat üretim tesisleri kurulması amacıyla Gaziveren köyünde arazi tahsis edilmesini de onayladı. Usar, modern yat üretimi sonucu ekonomiye 100 milyonlarca dolar katkı sağlanmış olacağını söyledi.
Avcılık Federasyonuna katkı
Usar, ülkede yaşanan kuraklıktan av hayvanlarının da olumsuz etkilendiği gerçeğinden hareketle Bakanlar Kurulu'nun, doğal pınarların açılması ve suluk alınarak yaban yaşamdaki hayvanların su ihtiyaçlarının karşılanması için Avcılık Federasyonu'na 100 bin YTL katkı sağlanmasını kararlaştıran Bakanlar Kurulu'nun, Tatlısu Belediyesi'nin Mali İşler Tüzüğü'nü de onaylayarak Resmi Gazete'de yayımlanmasına karar verdiğini açıkladı.
Bakan Usar, kuraklık nedeniyle bu yıl avın yasaklanması veya kapsamının daraltılmasının gündemde olup olmadığı yönündeki bir soruya karşılık, bu yönde vatandaşlardan gelen bazı görüşler bulunduğunu belirterek, konu gündeme gelince, bu yıl avın yapılmaması veya av bölgelerinin sınırlandırılması da dahil her konu görüşülerek içinde bulunulan somut koşullara göre gerekli kararın üretileceğini ifade etti.
28 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrik fiyatları, fuel oil fiyatının düşüşü oranında düşecek
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, fuel oil fiyatlarındaki korkunç artışla, zorunlu olarak zam yapmak durumunda kaldıklarını, mazot ve benzin fiyatlarındaki sistem gibi, elektrik fiyatlarında da, fuel oil fiyatının düşüşüne bağlı olarak aynı oranda fiyatların düşeceğini söyledi.
Başbakan, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde basına yaptığı açıklamada, UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'na yönelik eleştirilerde de bulundu.
"Eleştirirken verilere dayanmak, öneride bulunmak şart"
Başbakan Soyer, ekonomiye dair tartışmalarla ilgili de konuşmak istediğini belirterek, eleştirmenin en doğal hak olduğunu, ancak bunun verilere dayalı, gerçekçi ve önerilerde bulunarak yapılmasının şart olduğunu ifade etti. Soyer, "gerçeklerin çarpıtılmasından, öneride bulunulmamasından ve mantık sınırlarını zorlayan tavırlardan" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Ertuğruloğlu'na...
UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun ticaret açığına atıfta bulunarak "en geri kalmış 3. dünya ülkelerinde dahi görülmemiş boyuta ulaştığı... Böyle bir ekonominin sürdürülebilir olmadığı " şeklinde sarf ettiği sözlerine tepki gösteren Soyer, "Hizmet sektörünün öncü olduğu bir ülkede ihracata dayalı sanayi politikası önermek, vizyona sahip olmamak demektir" dedi.
Soyer, kişi başına milli geliri 22 bin dolar olan Güney Kıbrıs'ın ihracatının ithalatı karşılama oranının % 10 olduğunu; çünkü burasının ada olduğunu ve ada ekonomilerinin özelliği bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Açığı kapatmak temel amacımız ama..."
"1998-2003 yılları arasında hizmet sektörünü öncü gören UBP'nin dominant olduğu hükümette Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan Sayın Tahsin Ertuğruloğlu, o beş yılda ortalama ihracatımızın 52 milyon dolar, ithalatımızın da 600 milyon dolar olduğunu bilmiyor muydu? Yani 600 milyon dolarlık ithalat, 52 milyon dolarlık ihracatla dış ticaret açığı yine vardı ve çok önemliydi. Bu, bugün ortaya çıkmış bir nokta değildir. Bundan sonra da elbette kapatmak temel amacımızdır, ama hizmet sektörünün olduğu bir ülkede ödemeler dengesinde ihracat ve ithalat arasındaki cari açığı kapatacak olan nokta turizm sektörüdür, üniversiteler sektörüdür ve ülkemizde görülmeyen işlemler kalemi olarak belirlenen yabancı sermayenin ve diğer tüm unsurların girişidir ve bu 2004'ten itibaren ciddi bir gelişmeyle kendisini kapatma noktasını yaratmıştır ve bunu göstermektedir."
"Kıbrıs Türkü geri kalmış bir 3. ülke değil"
Başbakan Soyer, Kıbrıs Türk halkının ne dün ne de bugün, geri kalmış bir 3. ülke konumunda olmadığını vurgulayarak, "Kıbrıs Türk halkını, siyasi hırsıyla, ne dün ne de bugün, bu şekilde tanımlamaya kimsenin hakkı yoktur" şeklinde konuştu ve şu ifadeleri kullandı:
"Hiçbir zaman siyasi hırslarla hafızamız bir hafta öncesini, vizyonumuz da yalnızca bir hafta sonrasını içermemek durumundadır. Hafıza eğer yalnızca bir hafta öncesini, vizyon da yalnızca bir hafta sonrasını öngörüyorsa, ülkeyi 21. yüzyılın içerisinde ilerletmek mümkün değildir."
UBP ve CTP dönemlerindeki sabit sermaye yatırımları...
Başbakan Soyer, basınla, 1998-2003 ve 2004-2007 yıllarındaki yatırımlarla ilgili verileri de paylaştı ve Ertuğruloğlu'na yönelik eleştirilerini sürdürdü:
"1998-2003 yılları arasındaki 6 yıllık sürede kendisinin Dışişleri Bakanı olduğu UBP'nin dominant olduğu hükümet döneminde ülkemizde kamu ve özelin toplamı 948 milyon 485 bin dolar tutarında sabit sermaye yatırımı olmuştur. 2004-2007 yılları arasındaki 4 yılda, CTP'nin dominant olduğu hükümetler döneminde, sabit sermaye yatırımının toplamı KKTC'de 2 milyar 249 milyon 823 bin 514 dolar olmuştur.
Kendisinden devraldığımızın tam 5 katını, 4 yılda tamamladık ve aştık. Halkımızın desteğiyle daha da devam etmemiz lazımdır ve Sayın Ertuğruloğlu'na şunu öneriyorum: Akıl akıla eklenerek bu 2 milyar 249 milyon dolarlık sabit sermaye yatırımını önümüzdeki 4 yılda nasıl 2 katına katlayacağız bunun üstünde insanlar düşünce ve fikir üretimine girmelidir."
"Esas mesele ödemeler dengesinin açık vermemesi"
Soyer, bu ülkede ihracat ne kadar artırılırsa, ham madde ve yarı mamul ithalatın o denli artacağının da bilinmesini isteyerek, esas üzerinde durulması gerekenin ödemeler dengesinin açık vermemesi olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:
"Yani ithalat ile ihracat arasındaki cari açığı, üniversite sektöründen, turizm sektöründen, ticaret sektöründen ve diğer sektörlerden gelen katkılarla nasıl kapatıp fazlalığa gireceğiz. Esas mesele buradadır. Bunun için bu noktalarda bunca yıldır ülkeyi yönettiğini iddia eden bir partinin genel başkanının vizyonunun daha açık olması lazımdır, eleştirilerini yöneltirken; ki ortak aklı bu halk birlikte üretelim."
25 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Elektrik zamları halk sağlığını tehdit ediyor
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), son günlerde gündemi meşgul eden konularla ilgili değerlendirme yaptı.
KTTO'dan yapılan açıklamada, süt borsası, kuraklık yardımları, Vakıflar İdaresi gayrimenkulları, Alternatif enerji, elektrik zamları ve motorlu araç gümrükleri konusunda Oda'nın görüşleri ortaya konuldu.
Elektrik zamlarına eleştiri
Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada, son dönemlerde yapılan elektrik zamlarının, ekonomik etkilerinin yanı sıra, kamu sağlığını tehdit edecek boyutta olduğuna işaret edilerek, yüksek zamlar karşısında birçok marketin, maliyetlerini düşürmek adına soğutucu ve derin dondurucularını geceleyin kapatma yoluna gittiği belirtildi.
Açıklamada, "bu durum özellikle çözülüp yeniden dondurulan gıdalarda bakteri üremesine yol açıyor. Bu da halk sağlığını ciddi bir tehdit altına almaktır" denildi.
Enerji konusunda makro bir politika belirlenmeli
Son günlerde hükümet tarafından alternatif enerji üretimi ve kullanımı konusunda yapılan açıklamalar ve atılan bazı adımların umut verici olduğu dile getirilen açıklamada, buna rağmen, bu adımların enerji konusunda kapsamlı makro bir politikanın bulunmadığına işaret edildi.
KTTO'nun açıklamasında, "kapsamlı bir politika oluşturmak için; güneş, rüzgar, su biodizel, atık gibi alternatif ve yenilenebilir enerji payının toplam enerji üretimi içindeki payını artırmanın hedeflenmesi ve bunun için de gelecekle ilgili öngörülebilir, ulaşılabilir ve bağlayıcı bir projeksiyonun ortaya konması gerekir. Birey ve işletme bazında enerjide tasarruf, üretim ve verimlilik artışı sağlamak için 'birey üzerinde etkili olabilecek eşzamanlı ve bütünlüklü mali ve ekonomik motivasyonlar (teşvik ve indirimler gibi), idari, yasal standartlar ve eğitim politikaları ile icraatlar' ortaya konulmalıdır" denildi.
Süt borsasının uygulama ve çalışma esasları yeniden düzenlenmeli
Ticaret Odası açıklamasında süt borsasında yaşanan aksaklıklara da değinilerek, 1 Ağustos itibariyle piyasadaki sütün yüzde 20'sinin borsaya verildiği ancak uygulamada devletin baskın bir oyuncu ve KİT olan Kooperatif aracılığıyla piyasanın sağlıklı işleyişine engel olduğu belirtiliyor.
"Uygulamada kooperatif, süt piyasasına müdahale ederek, sütün fiyatının piyasadan yukarıda oluşmasına neden olmakta ve fiyatın arz ve talep koşullarında oluşmasını engellemektedir" denilen açıklamada, süt borasasının sağlıklı çalışabilmesi için devletin doğrudan ve dolaylı olarak piyasaya müdahale etmemesi ve süt borsasının uygulama ve çalışma esaslarının yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı.
Kuraklık yardımları yanlış kişilere gitti
Kıbrıs Türk Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada, tarım sektöründe bugüne kadar yapılan reformların yetersiz kalması nedeniyle tüm dünyada yaşanan kuraklığın ülkemizde daha ağır hissedildiğine işaret edilerek, "kuraklık zararlarının giderilmesine yönelik yapılan yardımların toplam 5 bin 500 kişiye dağıtılması, bugüne kadar sektörde yapılan reformun yeterince etkili olmadığını ve sektördeki iyileşmenin gecikmeli ve bütçeye maliyetinin halen yüksek olduğunun kanıtıdır" denildi.
Gerçek ve etkili tarım reformunda, bu tür yardımların doğrudan gelir desteği politikası ile esas işi çiftçilik ve hayvancılık olan, sosyal sigorta kurumuna kayıtlı gerçek üreticilere yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, ülkemizde ise yapılan yardımların önemli bir kısmının çiftçilik ve hayvancılığı ikinci iş olarak görenlere gittiği vurgulandı.
Motor hacmine göre vergi bütçeye gelir amaçlıdır
Motorlu araç ithalinde yürürlüğe giren dünelemeyi yetersiz bulan Ticaret Odası, sadece motor hacmine göre yapılan düzenlemenin, daha çok bütçeye gelir amaçlı olduğunu belirtti.
Açıklamada, "bu düzenlemenin dikey vergi adaletine olumlu katkısı da vardır. Ancak, düzenlemenin aynı zamanda sektördeki, bilhassa ikinci el piyasasındaki sapmaları ve anomalileri de ortadan kaldıracak kapsamda ve içerikte olması gerekirdi" denildi.
Vakıflara ait gayrrimenkul ihaleleri kamuoyu önünde yapılsın
Ticaret Odası'nın açıklamasında, Vakıflar İdaresi'nin 'amacı ve konusu tanımlanmış' ihale yoluyla kiralanmasını olumlu karşıladıkları ancak bu ihalelerin kamuoyu önünde en iyi fiyatı verenin ihaleyi almasını gözeterek sonuçlandırılması gerektiği kaydedildi.
21 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak önümüzdeki günlerde elektrik fiyatlarında da düşüşe gidileceğini söyledi.
Soyer, KKTC ile Güney Kıbrıs taki elektrik fiyatları arasında değerlendirme yapılırken, sistemdeki farkların bilinmesi gerektiğine dikkat çekti. Başbakan Soyer, güneş enerjisi üretimi için gerekli ekipmanlardaki KDV oranının yüzde 16 dan yüzde 1 e düşürüleceğini açıkladı ve güneş enerjisi üreteceklerin bunu Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu na (KIBTEK) satabilmesi için gerekli düzenlemelerin de yapılacağını bildirdi.
Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde basına açıklamasında, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk tarafları arasında elektrikte büyük fiyat farkı olduğu yönündeki siyasi açıklamalara değinmek istediğini kaydeden Soyer, sistemdeki farkları da bilerek yorumlamak gerektiğini söyledi.Rum tarafıyla farklar
Soyer, şöyle konuştu:
"Rum tarafında faturalar iki aylıkken, bizde aylıktır. Rum tarafında alt dilimlerle üst dilimler arasındaki fark çok azdır. Bizde ise 500 kilovat saate kadar olan fiyatla 500 kilovat saat üstündeki fiyatta fark vardır. Biz alt dilimleri desteklemekteyiz. Kıbrıs Rum tarafı ise, üst dilimlerle alt dilimler arasında fazla bir fark gözetmemektedir. Bizim anlayışımıza göre elektrikte dar ve orta gelirli kesimler gözetilmelidir. Kıbrıs Rum tarafı ise, alt ve üst dilimler arasında farkı çok az tutmaktadır. Bu bir anlayış ve politika meselesidir. Bunu bilerek değerlendirmeleri yapmak lazımdır.
Rum tarafında 14 Nisan-14 Haziran arasında 500 kilovat saat elektrik kullanan bir kişi; 183 YTL ücret ödemiştir; KKTC de ise aynı miktarı kullanan kişi aynı dönemde 132 YTL ödemiştir.
Rum tarafının bir diğer farkı da şudur:
Onlar fuel-oil fiyatlarını elektriğe üç ay sonra yansıtmaktadır. Bizde ise aylık yansıtılmaktadır. Nitekim yaptığımız çalışmayla önümüzdeki hafta itibarıyla elektrik ücretlerinde bir düşüş olacak. Bunu halkımıza açıklayacağız ve o ay itibarıyla yansıtacağız. Fakat Kıbrıs Rum tarafı, gelecek ay bu yüzde 20 lik fuel oil fiyatında meydana gelen artışı elektrikte yansıtacaktır. Biz buna karşın 14 Nisan-14 Haziran arasındaki ücret tarifesinde yüzde 20 artışı yaptığımız zaman, Kıbrıs Türk tarafında 500 kilovat saat ödeyen yurttaşın ödeyeceği miktar 183,40 YTL olacaktı; eğer bu artışı bu tarzda yansıtmış olsaydık. Dolayısıyla 14 Nisan ile 14 Haziran arasında bizdeki 500 kilovat saat tüketen biri 132 YTL ödemiştir. Şimdi yüzde 20 yi buna eklemiş olsak bile ödeyeceği miktar 183.40 YTL olacaktı.
Dolayısıyla Rum tarafıyla fiyatlarımız arasında böyle bir gerçek vardır."
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, değerlendirmeler yapılırken bunların bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Verdiği rakamlara KDV, 2 kuruşluk santral katkı payının dâhil olduğunu; Rum tarafında da KDV yanında kilovat saat başına 0.22 Euro luk yenilenebilir enerji katkısı payı bulunduğunu anlatan Başbakan Soyer, önümüzdeki günlerde petrol fiyatlarına bağlı elektrik fiyatları düştükten sonra Rum tarafı 3 ay geriden geldiği için yeni çıkacak fiyatlarla kıyaslamayı da halkla paylaşacağını söyledi.
Soyer, bunları bilerek siyaset yapılmasını istedi ve "Acıların, sıkıntıların ya da dış kaynaklı petrol fiyatları üstünden demagoji içine girilmemesi gerekir" diye konuştu.
Güneş enerji sistemine KDV indirimi
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Bakanlar Kurulu nun gündeminde yer alan bir diğer konunun, güneş enerjisi üretimiyle ilgili olduğunu belirterek, güneş enerjisi sistemi ekipmanlarındaki yüzde 16 lık KDV yi yüzde 1 e düşüreceklerini açıkladı.
Güneş enerjisi üretimine desteklerini artıracaklarını belirten Soyer, evlerine ve işyerlerine güneş enerjisi sistemi kurmak isteyenlerin üretecekleri elektriği Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu na satma konusunda gerekli düzenlemeleri de bugünkü (dünkü) toplantıda yapacaklarını bildirdi.
Soyer, şöyle dedi:
"Çünkü artık korkmuyoruz. Yüksek gerilim hatlarımız, ana trafo merkezlerimiz, santrallarımız yapılmıştır, bitmiştir ve skala sistemiyle de kontrol mekanizmasını 21. yüzyılın ihtiyaçlarına cevap verecek bir modernizede sağlamış durumdayız. Artık Kıbrıs Türk halkı ve KIBTEK, bütün bu teknolojik gelişmelere bağlantılı hareket kabiliyetine sahiptir. Bunu da gururla söylüyorum, çünkü bu halkımızın başarısıdır. Elektriksizlikten ciğerimiz yandı. Artık natif ve yenilenebilir enerji türleriyle ilgili sistemimiz halkımızın ve yatırımcıyla işbirliği yapabilecek hareket kabiliyetine sahip olmuştur. Bu da bize yeni bir avantaj getirecektir."
"21. yüzyılda ayakta kalacaksak hiçbir yerleşim birimi belediye sınırları dışında olmamalı"
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, daha iyi bir çevre, yönetim ve yaşanabilir bir ülke için tüm yerleşim birimlerinin belediye sınırları içine alınması gerektiğini vurguladı.
Başbakan Soyer, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesindeki açıklamalarında, toplantı gündeminde belediyeler reformuyla ilgili düzenlemelerin ve Mehmetçiklilerin taleplerinin olup olmadığı konusundaki soru üzerine, tüm köyleri belediyeler kapsamına alma çalışmalarında bazı yerlerde sıkıntılar bulunduğunu söyledi.
Bu sıkıntıları, o yörelerdeki insanların arzuları ve görüşleriyle sonuca bağlama çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Soyer, diyalog ve anlayış birliği içinde sorunları çözmek istediklerini vurguladı.
Başbakan Ferdi Sabit Soyer, önemli miktarda köyün belediyelere bağlandığını ifade ederek, halka teşekkür etti.
"Bazı yerlerde sıkıntılarımız vardır, ancak şunu bilmemiz lazımdır" diyen Soyer, eğer 21. yüzyılda ayakta kalınacaksa, hiçbir yerleşim biriminin belediye sınırları dışında olmaması gerektiğini vurguladı.
İyi bir çevre, iyi bir yönetim ve yaşanabilir bir ülke için buna ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Başbakan Soyer, Güney Kıbrıs ta belediye ve encümen bütünlüğü içinde hemen hemen bütün yerleşim birimlerinin bu hizmeti aldığını; KKTC de de ülkenin güzelliğine güzellik katmak, yaşamı daha güzel hale getirmek için bu hizmetin yayılması gerektiğini kaydetti.
21 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETİMİNE TEŞVİK... Bakanlar Kurulu, dünya petrol piyasalarında fuel-oil fiyatlarındaki düşüşe paralel elektrik ücretlerinde de düzenlemeye gidilmesi için Maliye Bakanlığı na görev verirken; rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimini teşvik için gerekli ekipmanlardaki stopaj vergisini kaldırdı; KDV yi ise yüzde 16 dan yüzde 1 e düşürdü
Bakanlar Kurulu, dünya petrol piyasalarında fuel-oil fiyatlarındaki düşüşe paralel elektrik ücretlerinde de düzenlemeye gidilmesi için Maliye Bakanlığı na görev verirken; rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimini teşvik için gerekli ekipmanlardaki stopaj vergisini kaldırdı; KDV yi ise yüzde 16 dan yüzde 1 e düşürdü.
Güneş ve rüzgardan elektrik üretimini teşvik
Uzun, Bakanlar Kurulu toplantısında elektrik konusunun da ele alındığını bildirerek, isteyen vatandaşların evi, işyeri, tesisi için güneş veya rüzgar enerjisinden elektrik üretebileceğini; eğer ülke şebekesini kullanacaksa Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ndan onay alması gerekeceğini anlattı.
Bu tür enerji üretimini teşvik için elektrik üretecek cihazların ithalinde stopaj vergisini kaldırma; KDV oranını ise yüzde 16 dan yüzde 1 e indirme kararı aldıklarını açıklayan Ahmet Uzun, bu tür natif enerji üretim yerlerinin kurulmasına teşvik vermiş olacaklarını ifade etti.
Kabaran faturalar... Haftaya fiyat indirimi gündemde
Kabaran elektrik faturalarına işaret eden Maliye Bakanı Uzun, elektrik girdilerinin yüzde 80-85 inin fuel-oil olduğunu; fuel-oil fiyatları arttıkça elektriğin maliyetinin de arttığını kaydetti.
1 Ocak 2007 de tonu 200 dolar olan fuel-oilin 1 Ocak 2008 de 400 dolara çıktığını, temmuz ayında ise 710 dolara ulaştığını; elektrik fiyatlarının da bu yüzden arttığını anlatan Uzun, ağustos ayı başından itibaren ise akaryakıt fiyatlarında kayda değer bir düşme görüldüğünü, Bakanlar Kurulu nun gelecek hafta bu düşüşe paralel olarak elektrik fiyatlarında düşüşe gidilmesi için bakanlığına görev verdiğini söyledi.
Uzun, bundan sonra elektrik fiyatlarının akaryakıta endekslendiğini daha önceden duyurduğuna işaret ederek, gelecek hafta elektrik fiyatlarını yeni akaryakıt fiyatlarına göre düzenlemeyi gündemlerine aldıklarını anlattı.
19 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
FATURALARI YAKTILAR... İğneden ipliğe hemen her şeye zam üstüne zam yapılan ülkemizde, vatandaşlar isyanları oynuyor. Ancak elektrik zamları vatandaşı can evinden vurdu. Hemen her ay zamlı tarifeyle el yakan elektrik faturaları karşısında çıldıran vatandaşlar, bu konuda sessiz kalan hükümete büyük tepki gösteriyor. Kavurucu sıcaklarda bir de elektrikten çarpılan bazı vatandaşlar, tepkilerini elektrik faturalarını yakarak gösterirken, yetkilileri de vicdansızlıkla suçluyor
Hükümetin her türlü harç ve vergiye yaptığı zamlara tepkiler sürerken, elektrik fiyatlarını da astronomik oranda artırması, gerek işletme sahiplerini, gerekse dar gelirli vatandaşları isyan noktasına getirdi.
Motorlu araçların harç ve vergilerini büyük oranda artıran hükümeti protesto eden sendika ve sivil toplum örgütlerinin eylemlerinin sürdüğü bir dönemde elektrik faturaları da hemen her ay katlanarak artıyor.
Birkaç ay öncesinde ödediği faturanın iki, hatta üç katı faturalarla karşılaşan vatandaşlar, sıcaklar kadar elektrik zamlarından da bunaldı. Hatta tepkiler o kadar arttı ki bazı vatandaşlar isyanını, elektrik faturalarını yakarak gündeme taşıdı.
Özellikle dar gelirli ve yoksul vatandaşları can evinden vuran elektrik zamlarıyla baş edilemez bir noktaya ulaşıldı.
Asgari ücretin bin 60 YTL olduğu ülkemizde sınır tanımayan elektrik faturaları, kelimenin tam anlamıyla can yakıyor.
Kavurucu sıcaklar yüzünden klimaların lüks değil ihtiyaç olduğu ülkemizde biraz serinlemek isteyen vatandaşlar, bunun acısını elektrik faturalarını görünce yaşıyor. En küçük tek bir klimanın çalıştırılması halinde dahi elektrik faturası 200 YTL civarında çıkıyor; buna başka elektrikli cihazların da eklenmesi halinde fatura miktarı rahatlıkla 500 YTL yi geçiyor.
Asgari ücretli bir vatandaş, evinde tek bir klimayı çalıştırması halinde 200 YTL civarındaki bir parayı elektriğe verse, geriye kalan maaşı ile zaten hayat pahalılığının tavana vurduğu ülkemizde yaşamını nasıl idame edeceğinin yolunu arıyor.
İşyerlerinin durumu da çok kötü. Ekonomide yaprağın kımıldamadığı zor günler geçirmekte olan işletme sahipleri de milyarlarca liralık elektrik faturaları karşısında "hop oturup hop kalkıyor".
Gerek vatandaşın, gerekse işletme sahiplerinin elektrik zamlarına isyanı karşısında sessizliğini koruyan hükümet yetkilileri ise zaman zaman televizyon ekranlarında zam politikalarının savunuculuğunu yapıyor. "Zamlar hesap kitap işidir. Bu işler yap-boz tahtası değil" diyerek, zamların geri alınmayacağı mesajını veren yetkililere ise vatandaşın tepkisi giderek büyüyor.
"Faturalar 2-3 kat arttı, nasıl ödeyelim?"
Son dönemde hükümetin elektriğe yaptığı zamlar vatandaşlar ve işletme sahiplerini isyan noktasına getirdi. Özellikle klimaların yoğun olarak kullanıldığı yaz aylarında zamların da etkisiyle çok ciddi oranlara yükselen elektrik faturaları, işletme sahipleri ve vatandaşların tepkisine yol açtı.
Önceki aylara oranla iki, hatta üç katı kadar artan elektrik ücreti, bazı işletmeleri kapanma noktasına getirirken, toplumun tüm kesimleri zamların yol açtığı olumsuzluktan nasibini aldı. Elektriğin yanında diğer vergilerde de artış yaşanması, özellikle özel sektörde çalışanları ve işletme sahiplerini iflasın eşiğine getirdi.
İşletme sahipleri, vergilerden kaynaklanan giderlerinin artışını dengelemek amacıyla ürünlere zam yapmak gibi bir seçenekleri olmadığını belirterek, hükümetin zamları geri almasını istedi. KIBRIS a konuşan işletme sahipleri ve vatandaşlar, hükümet yetkililerinin zam yapmayı bir çözüm yolu olarak görmelerinin yanlış olduğuna vurgu yaparak, farklı çözüm yolları geliştirmelerini istedi.
"Elektrik faturaları inanılmaz boyutlarda, bu parayı nasıl ödeyelim? Hükümet hepimizin iflas etmesini mi istiyor?" diye soran işletme sahipleri, elektrik üretiminde natif enerji kaynaklarının kullanılmasının sağlanması amacıyla daha ciddi çalışmalar yapılmasını istedi.
Lefkoşa da vatandaşlar ne dedi?
Mustafa Ersoy (Metropol Süpermarket Direktörü)
Elektriğe yapılan son zamların ardından bu ay yaklaşık 80 bin YTL tutarında bir fatura ödemek durumundayız. Sadece elektriğe değil tüm vergilere çok ciddi oranda zam yapıldı. Zaten kar eden birkaç işletme kaldı. Yakında onlar da batar. Zamları ödemek amacıyla sattığımız ürünlere zam yapma ihtimalimiz yok. Zarar etmemek için daha verimli daha sıkı çalışmaya çalışıyoruz. Ama nereye kadar? Devlet de zam yapacağına daha verimli çalışmayı öğrenmeli. Zam yapmadan vergi artırmadan devam etmenin yolunu bulmalı. Nasıl ki biz elde olmayan giderleri karşılamak için sattığımız ürünlere zam yapmıyoruz, devlet de bunu yapmalı.
Derya Alp (Derya Butik Direktörü)
Geçen yıl aynı çalışma saatleri ve aynı klimalarla ödediğimiz elektrik bedelinin, bu yıl yüzde 80 oranında fazlasını ödüyoruz. Burası bir butiktir ve bu ay bize gelen elektrik faturası bin 580 YTL. Kullanılan elektrik oranı fazla olmamasına rağmen elektriğe yapılan zamlar sonucunda bizim ödediğimiz miktar çok fazla arttı. Bu durum işletmemizi zora sokuyor. Devlet yetkilileri artık zamla bir yere varılamayacağını anlamalıdırlar. Sürekli giderlerimiz artıyor. Bu işin sonu nereye varacak? Devlet yetkilileri toplanıp daha kalıcı önlemler almalı ve zamları çözüm olarak görmekten vazgeçmeli.
Fevzi Kelebek (Kelebek Restoran Sahibi)
Elektriğe yapılan zamlar bizi de çok olumsuz etkiledi. Geçen yıl bu dönemlerde ödediğimiz elektrik faturası 2 bin YTL iken bu yıl bu rakam 4 bin YTL ye yükseldi. Fatura ödemekten başka bir iş yapamıyoruz. Devlet yetkilileri zamları çare olarak görüyorlar. Ancak bu bizi çok zor duruma sokuyor. İki ayda iki kez zam geldi ve daha da geleceği söyleniyor. Zamların geri alınmasını istiyoruz. Bu yapılamasa bile en azından asgariye indirgenmeli. Zamlar çare olarak görülmemeli.
Muharrem Sarıçiçek (Aram Kuruyemişleri )
Benim dükkanımın çevresindeki birkaç işletme iflas ederek kapandı. Yavaş yavaş herkes iflas edecek noktaya geliyor. Yetkililer bu durumu görmüyorlar mı? Biz de mi iflas edelim? İstedikleri bu mu? Ben elektriğe yaklaşık olarak 400 YTL ödüyordum. Bu ay bana gelen fatura 2 bin YTL. Gelecek ay bu rakamın daha da artacağı söyleniyor. Benim bu durumdan zarar etmemem için ne yapmam lazım? Satış yaptığım ürünlere zam yapmam fiyat artırmam mümkün değil. Ne yapayım? Dükkanı kilitleyip anahtarı da devlet yetkililerine mi verelim? Başbakan bana 2 buçuk milyar maaş versin bu dükkanda çalışayım.
Zehra Beşok (Beşok Kuaför)
Ekonominin durumu zaten çok kötü. Çalışan işletme sayısı çok az. İş yok müşteri yok. Buna ek olarak yapılan zamlarla işletmeler çok zor duruma sokuluyor. Elektriğe yapılan zam beni çok etkiledi. Kuaför salonuna bu ay gelen fatura 400 YTL. Bir karşılaştırma yapıldığı zaman eskiden en çok 130 YTL ödediğimi hatırlıyorum. Bu rakam 400 YTL ye yükseldi. Bu durum bizi çok ciddi şekilde zora sokuyor. Bu durumdan çok şikayetçiyim. Zamların geri alınmasını istiyorum.
Metin Onbaşı (Onbaşı Elektrik)
Herkesi etkilediği gibi elektriğe yapılan zamlar bizi de çok olumsuz bir şekilde etkiledi. Elektriğe ödediğimiz para 130 YTL iken bu son zamlardan sonra bu rakam 570 YTL ye yükseldi. Bu çok ciddi bir artıştır. Harcadığımız elektrik miktarı aynı kalırken zamlar nedeniyle ödediğimiz miktar sürekli artıyor. Tükettiğimiz miktar faturada 470 YTL olarak görülüyor. Ancak ödediğimiz miktar 570 YTL. Üçte bir oranında ekstra para ödüyoruz. Bir zamanlar Asil Nadir bir teklif sunarak santral kurmak istedi. İşlet devret modeli olacaktı. İzin vermediler. Bütün bu zamlar hükümettekilerin her ihalede para yemesi sonucu oluyor.
Sait Coşaner (Vatandaş)
Benim evime yaklaşık 650 YTL tutarında bir elektrik faturası geldi. Bu çok ciddi bir rakamdır. Bir ev için bu miktarda bir fatura gelmesi çok şaşırtıcı. Bu artışın ve zamların nedeninin ne olduğunu tartışmak lazım. Eğer bu artışlar kamu maliyesini döndürecek bir natif olarak görülüyorsa bu çok korkutucu bir olaydır. Ama eğer bir süre kemerleri sıkacaksak ve sonunda yeni bir teknoloji gelecek ve rahat edilecekse belki o kabul edilebilir. Bence zam yapmak yerine devlet yetkilileri natif enerji kaynaklarını kullanma yoluna gitmeli.
Mağusa daki vatandaşlar ne dedi?
Celal Tamavcı (Telefon Satıcısı):
Böylesi zam hiç görülmedi. Dükkana 480 YTL tutarında elektrik faturası geldi. Bu gidişle yakında dükkanı kapatırım herhalde. Lütfen yetkililer artık dayanacak gücümüz kalmadığını görsün.
Ercan Çerkez (Restoran İşletmecisi):
Geçen dönem 650 YTL civarında elektrik faturası geliyordu. Bu ay ise tam bin 800 YTL geldi. Bu zam yüzde kaç? Biri bize çıkıp anlatsın. Memleket zamdan yanıyor. Bu işin sonu ne olacak?
Mehmet Handan (Emekli):
Böyle hırsız hükümet şimdiye kadar hiç gelmedi. Böyle yüzde yüz, yüzde iki yüz zam olamaz. Yapamazlarsa istifa etsinler. Daha önce 300 YTL elektrik faturası öderken şimdi 550 YTL ödüyorum.
Nurdeniz Karakartal (Restoran İşletmecisi):
Böyle zam olamaz. 600 YTL civarında gelen elektrik faturası bu ay bin 100 YTL ye yükseldi. Restoranda ekstra bir şey çalıştırmadık. Gelecek ay daha da artacağı söyleniyor. Böyle yüksek elektrik faturalarını ödeyemeyiz.
Salih Önsöz (Serbest):
Hükümete çok tepkiliyim. 40 yıldır CTP liyim, ne yazık ki benim partimin dönemi ortalık yanıyor. Ülke hiç bu durumlara düşmemişti. Vatandaşlar haklı, elektriği ödeyemeyince kesiliyor. Yazıklar olsun verdiğimiz oylara.
Selim Can (Berber):
Daha önce 180 YTL gelen elektrik faturası şimdi 450 YTL ye yükseldi. Herhalde hükümet açıklarını vatandaşın ensesinden kapatacak. Bu kadarı da artık fazla, esnaf batma noktasına geldi, hükümet yaptığının farkına varsın.
19 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Pertev, hükümetin bu fiyatları "en az Güney in seviyesine çekmesini" ve "ödenen fazlalığın da derhal iadesini" istedi.
Raşit Pertev yazılı açıklamasında, "Güneyde elektrik tüketimi yoğun bir Rum ailenin ayda 290 YTL ödediğini, KKTC de ise aynı miktarı tüketen bir ailenin faturasının yüzde elli daha pahalı olup 440 YTL ödemek zorunda kaldığını" savunarak "Bu kabul edilemez" dedi.
Hanelerin tüketimi ne olursa olsun fatura miktarlarının yüzde otuz ya da kırk seviyelerinde rahatça azaltılabileceği görüşünü ifade eden Pertev, KIB-TEK in bu konuda çalışma yapmasını; elektrik fiyatları ve faturalanma sistemlerinde değişikliklerin yapılarak, devletin son aylarda vatandaştan topladığı fazla miktarların iade edilmesini istedi.
Pertev şu ifadeleri kullandı:
"Rum tarafına özeneceklerine hiç olmazsa bu konuda onları örnek alsınlar. Rum tarafı yapabiliyorsa biz de yapabiliriz. Rum tarafına elektrik satacağız diye nutuk atıp övüneceklerine, önce buyursunlar vatandaşın elektrik faturasını azaltsınlar. Bu fiyattaki elektriği Rum değil, kimse almaz."
Mevcut ekonomik krizin ortasında böylesine yüksek faturaları vatandaşın kaldıramayacağını kaydeden Pertev, "Fatura vatandaşa çıkmamalıdır. Doğru olan, fuel oil fiyatlarına endeksli makul bir sisteme geçilmesi, hatta vatandaşın fuel oil iniş ve çıkışlarından korunmaya çalışılması, bu olayın da otomatiğe alınmasıdır" dedi.
18 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
UCUZ TARİFE ALTERNATİFİ... Maliye Bakanı Uzun, "Bu sistem, farklı saatlerde farklı tarife uygulamasını getirecek. Örneğin nisan ve mayısta gündüz tüketim 200 megavata çıkar, gece saat 8-9 dan sonra 100 e düşer. Yüzde yüzlük bir fark var. Gece 8-9 dan sonra yüzde 30 indirim yaptık dersek tüm ev hanımları, çamaşır ve ütülerini o saatlere çekecek ve tüketime denge gelecek" dedi. Uzun, ev sahiplerinin böylece bu ucuz tarifeden yararlanabileceğini kaydetti
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, farklı saatlerde farklı tarife uygulamasını getirecek akıllı sayaçlara geçileceğini de açıkladı.
"Bu sistem, farklı saatlerde farklı tarife uygulamasını getirecek. Örneğin nisan ve mayısta gündüz tüketim 200 megavata çıkar, gece saat 8-9 dan sonra 100 e düşer. Yüzde yüzlük bir fark var. Gece 8-9 dan sonra yüzde 30 indirim yaptık dersek tüm ev hanımları, çamaşır ve ütülerini o saatlere çekecek ve tüketime denge gelecek" diyen Uzun, ev sahiplerinin böylece bu ucuz tarifeden yararlanabileceğini kaydetti.
Bu arada rüzgar ve güneşten elektrik elde edecek 5 megavatlık bir santral için ihaleye çıkılıyor.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun: "Elektrik üretiminde kullanılan güneş panelleri ve rüzgâr değirmenlerine uygulanan fon ve vergilerde muafiyet gündeme gelecek" dedi.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, temiz ve yenilenebilir kaynaklar olan güneş veya rüzgârdan elektrik enerjisi sağlayacak 5 megavatlık bir santral için deneme amacıyla yakında ihaleye çıkılacağını açıkladı.
Önce ihtiyacı sürekli karşılayacak santraller
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu nun (KIB-TEK) natif kaynaklarla elektrik üretimi yapılması amacıyla sürdürdüğü çalışma konusunda TAK muhabirine yaptığı açıklamada, güneş ve rüzgârla sürekli olarak elektrik elde edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle var olan bütçeyle yenilenebilir enerjiye yatırım yapmadan önce, ihtiyacı sürekli olarak karşılayacak santrallerin kurulması gerektiğini vurguladı.
Uzun, tüketimi karşılayacak kapasiteye daha yeni ulaştıklarını da söyledi.
KKTC nin bugünkü ihtiyacının 320 megavat olduğuna, kasım ayında santrallere yapılacak takviye ile üretim kapasitesinin 350 megavata çıkacağına işaret eden Bakan Uzun, güneş veya rüzgarla çalışacak 5 megavatlık santralin ise, yıllık tüketimin yüzde 1.5 ini karşılayabileceğini bildirdi. Uzun, AB ülkelerinde toplam ihtiyacın ortalama yüzde beşinin yenilenebilir kaynaklardan karşılandığına dikkati çekti.
Ev ve iş yerlerine monte edilebilen ve ürettiği fazla elektriği de bağlı olduğu elektrik şebekesine satabilen güneş panelleri ve rüzgar değirmenleri ile çalışan sistemlerin Avrupa da yaygın olarak kullanılmasına karşın, KKTC de neden hala uygulanmasına geçilmediği yönündeki bir soruya karşılık Uzun, söz konusu sistemlere geçilmesi konusunda herhangi bir fiziki altyapı eksikliği bulunmadığını belirterek, şöyle dedi:
"Ancak ev ve işyerlerinin, üretim fazlasını KIB-TEK e satmak isteyeceği zamanlar, benim de
(KIB-TEK olarak) satın almak istemeyeceğim zamanlar olacak. Kurumun makinelerinin, talebin düşük olması nedeniyle çalışmadığı zamanlar olacak. Buna rağmen KIB-TEK, fazla elektrik enerjisini, ihtiyacı olmamasına rağmen satın alırsa işte o zaman kurumu batırmaya götürürüz. İhaleye katılan firmalara ürettiği elektriği satın alma garantisi veriyoruz, bir de bunlara garanti verilirse, tüketemeyeceğimiz ölçüde elektriği satın alma garantisi vermiş olacağız.
Bu sebeple şu anda şebekeye (KIB-TEK) elektrik satılması doğru değil. Öncelikle kurulu gücümüzü, gelecek 15 yıllık ihtiyacı karşılayacak bir noktaya getirmek istiyoruz. Bunu, tahmin ediyorum yıl sonuna kadar başaracağız."
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, daha iki yıl önce sürekli elektrik sağlanamadığından şikâyet ederken şimdi, elektrik zamları ve natif enerji kaynaklarının tartışıldığını kaydederek, "Bu; nereden nereye geldiğimizin bir göstergesidir" dedi.
"Herhangi bir engel yok"
Ev ve işyerlerinde elektrik üretiminde kullanılan güneş panelleri ve rüzgar değirmenlerine uygulanan fon ve gümrüklerde muafiyetin gündeme geleceğini, ancak üretilen elektriğin bu aşamada şebekeye satılmasının mümkün görülmediğini ifade eden Uzun, ev ve iş yerlerinin bugün bile ihtiyacını karşılamak için güneş panelleri veya rüzgar değirmenleri kullanabileceğini ve ihtiyaç eksiğini de şebekeden satın alabileceğini belirtti, buna herhangi bir engel bulunmadığını söyledi.
"Daha ucuz değil"
Rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üretecek santral kurulmasının maliyetinin çok yüksek olduğunu, bunun için de daha ucuza elektrik üretilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Uzun, yap-işlet-devret modeli 100 megavatlık bir elektrik santrali için geçen ay ihaleye çıktıklarını ve ihaleye katılan şirketlerin kaynak konusunda serbest bırakılmasına rağmen gelen tüm tekliflerin mazotla çalışan santrallerin maliyetinin üzerinde olduğunu kaydetti.
Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim projeleri hakkında Uzun, "Her yıl ihtiyaç 35 megavat artıyor. Seneyi şimdiden planlamazsak karanlıkta kalırız. Dolayısıyla önce kendi kendimize yetmemiz lazım, sonra da bu işe girmemiz lazım. Ama biz daha fazla beklemeden, deneme mahiyetinde ve sistemi tanıma bakımından, güneş ve rüzgâr enerjisinden en fazla 5 megavat elektrik üretmek için de ihaleye çıkacağız. Bu, yıllık 320 megavatlık ihtiyacın yüzde 1.5 ini karşılayacak" şeklinde konuştu.
Uzun, doğal gazın ise bugün elektrik üretmek için daha ekonomik olarak görülmesine karşın uluslararası borsalarda gelecek yıllarda yükselme ihtimali bulunduğunu kaydetti.
Akıllı sayaçlarla indirimlerden faydalanılabilecek
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, farklı saatlerde farklı tarife uygulamasını getirecek akıllı sayaçlara geçileceğini de açıkladı.
"Bu sistem, farklı saatlerde farklı tarife uygulamasını getirecek. Örneğin nisan ve mayısta gündüz tüketim 200 megavata çıkar, gece saat 8-9 dan sonra 100 e düşer. Yüzde yüzlük bir fark var. Gece 8-9 dan sonra yüzde 30 indirim yaptık dersek tüm ev hanımları, çamaşır ve ütülerini o saatlere çekecek ve tüketime denge gelecek" diyen Uzun, ev sahiplerinin böylece bu ucuz tarifeden yararlanabileceğini kaydetti.
18 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Enerji Profesyonelleri Birliği: Elektrikte natif kaynaklar için politika üretilmeli
Enerji Profesyonelleri Birliği Başkanı Ali Korakan, hükümetin; enerji için fiyatı hızla artan akaryakıta olan bağlılık karşısında, güneş, rüzgâr, yer ısısı gibi natif kaynaklardan faydalanacak politikalar üretmesi gerektiği görüşünü kaydetti.
Avrupa Birliği nin 2020 yılına kadar elektrikle çalışan cihazların verimliliğini yüzde 20 artırmayı, elektrik tüketiminin ise yüzde 25 inin yenilenebilir enerjiden karşılanmasını hedef olarak koyduğunu belirten Korakan, yenilenebilir kaynaklarla çalışan küçüklü büyüklü pek çok sistem kurularak, akaryakıta olan bağımlılığın az da olsa azaltılabileceği görüşünü belirtti.
Yenilenebilir kaynaklarla çalışan elektrik üretim sistemlerinin daha pahalı olduğunu kaydeden Korakan, ancak elektrik fiyatlarının artmaya devam edeceğini, bu nedenle zamanla natif sistemlerin fiyatlarının daha makul bir seviyeye ineceği görüşünü dile getirdi.
Güneş enerjisi
Ali Korakan, güneş enerjisinin, ülkede natif enerji kaynaklarının en önemlisi olduğunu kaydetti ve güneş enerjisinden elektrik üretimi, su ısıtma ve aydınlatma için daha fazla yararlanılması gerektiğini söyledi.
Güneşten elektrik elde etmede kullanılan güneş panellerinin binalara yerleştirilerek, elde edilen ihtiyaç fazlası elektriğin şebekeye satılması yönteminin gelişmiş ülkelerde yaygın olduğunu belirten Korakan, "Bu uygulamanın KKTC de de uygulanabilmesi için yasal düzenlemenin dışında herhangi bir engel bulunmuyor" dedi.
Güney Kıbrıs ta enerji verimi yüksek olan cihazlar için hükümetin maliyetin yüzde 40-50 sine kadar teşvik verdiğini belirten Ali Korakan, Rum tarafının; elektrik enerjisi üretimi için kullanılan güneş panelleri için yüzde 50 teşvik ve 10 yıla kadar üretilen elektrik enerjisi fazlasını satın alma taahhüdü verdiğini anlattı.
"Verimlilik standartları belirlenmeli"
Su ısıtma için kullanılan pek çok güneş panelinin istenilen verimlilikte olmadığını söyleyen Korakan, güneş ısıtma sistemleri gibi pek çok elektronik cihaz için verimlilik standartlarının belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
"Standartlar konusunda çok eksiğimiz var. Tüm elektronik cihazlar için enerji tüketimi standartları üretilmesi lazım" diyen Korakan, ülkeye giren cihazların, güvenlik açısından kontrollerinin yapıldığını, ancak elektrik verimliliği ile ilgili herhangi bir kontrolden geçirilmediğini kaydetti.
Korakan, AB standartlı bir güneşliğin ülkede üretilen standart altı güneşliklere göre 2-3 katı daha verimli olduğunu belirtti.
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi nde suyun mazot tüketen bir sistemle ısıtılmasının yanlış bir uygulama olduğunu savunan Korakan, bina tasarımı aşamasında, binanın güney cephesine daha fazla cam konması gibi bazı noktalara dikkat edildiği takdirde hem güneşin aydınlatma hem de ısıtma özelliğinden daha fazla yararlanılabileceğini ifade etti.
Rüzgârdan elektrik
Bir ev veya siteler için elektrik üretecek sistemleri çalıştıracak yeterli rüzgârın ülkede bulunduğu görüşünü dile getiren Ali Korakan, rüzgârla çalışan bu sistemlerin eskiden olduğu gibi kuyulardan su çekimi için de kullanılabileceğini anlattı.
Korakan, rüzgârla elektrik üreten büyük ölçekli sistemler için yeterli rüzgârın ülkede var olup olmadığını tespit etme çalışmalarının da devam ettiğini kaydetti.
Buharla elektrik
Dünyada bugün güneş enerjisi ile buhar elde edilen ve daha sonra buharla da elektrik enerjisi üretilen sistemler kullanıldığına işaret eden Ali Korakan, Akdeniz ülkelerinden İspanya nın sistemin en çok kullanıldığı ülke olduğuna dikkat çekti.
Her tür binanın ısıtılması ve soğutulması için natif bir enerji kaynağı olan yeraltındaki sabit ısının (CEO) da kullanılabileceğini belirten Korakan, yeraltına yerleştirilen boru ve binaya yerleştirilen ısı pompası ile çalışan sistemin, gaz ile çalışan merkezi ısıtma sistemine göre 5, klimaya göre ise 2 kat daha verimli olduğunun altını çizdi.
Enerji Profesyonelleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Güneş de, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu nun üzerindeki yükün ve çevreye olan zararın azaltılması için, tüketicilerin güneş panellerinden elde edeceği elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını KIB-TEK e satmasına olanak verecek "natif enerji yasasının" hayata geçirilmesi gerektiği görüşünü kaydetti.
Dört kişilik bir evde ihtiyaç duyulan elektrik enerjisinin saatte 3 kilovata kadar çıktığını, elektriğin çok kullanılmadığı saatlerde ise bunun 1.5 kilovata kadar düştüğünü belirten Ekrem Güneş, 3 kilovatlık bir sistemin bir eve kurulma maliyetinin 15 bin Euro ya mal olacağını, bu sistemin, KIB-TEK e de satılacak elektrik sayesinde kendi kendini 4-5 yılda ödeyebileceğini, 1.5 kilovatlık bir sistemin ise 7 bin Euro ya mal olacağını, ancak KIB-TEK e satacak üretim fazlası olmayacağı için sistemin kendi kendini 6-7 yılda ödeyebileceğini, ancak sistemlerin 25 yıl verimlilik garantisi bulunduğundan bu sistemlerin tüketiciler için her halükarda karlı olacağını kaydetti.
Ekrem Güneş, ülkenin elektrik ihtiyacının 350 megavat olduğunu ve bireysel sistemlerin üreteceğinin ise 2-3 kilovat olduğunu, bundan dolayı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu nun elinde tüketemeyeceği miktarda elektrik enerjisi olma olasılığının bulunmadığını söyledi.
Alternatif enerji yasasının Güney Kıbrıs, Türkiye ve AB ülkelerinde hayata geçirildiğini vurgulayan Ekrem, yasa ile birlikte sistemler için gerekli vergi muafiyetleri ve teşviklerin de sunulması gerektiğini kaydetti.
Güneşle çalışan sistemlerin küçük ölçeklerde de kurulabileceğini ve ihtiyaç duyulan diğer elektrik enerjisinin de şebekeden satın alınmasının mümkün olabileceğini belirten Güneş, ancak bu sefer amortisman süresinin uzayacağını kaydetti.
Biyologlar Derneği ise, natif enerjiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik olarak kalkınmak ve sağlıklı bir çevreye kavuşmak için konutlarda ve iş yerlerinde enerji tasarrufuna gidilmesi gerektiğini belirtti.
Güneşten elektrik elde eden güneş panellerinin ev, işyerleri ve kurumlarda kullanılmasının da teşvik edilmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, bunun için de söz konusu güneş panelleri üzerindeki fon ve vergilerin kaldırılması gerektiği ifade edildi.
"Bina tasarımları sırasında enerji tasarrufuna özen gösterilmeli"
Binaların tasarım aşamasında enerji tasarrufuna da özen gösterilmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, enerji tasarrufu için belirlenecek kriterlere uymayan tasarımlara Mimar ve Mühendisler Odası ndan onay verilmemesi gerektiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, enerji tasarrufuna yönelik olarak binalarda yapılacak tadilatlar için düşük faizli kredi verilebileceği ve elektrik tasarrufu konusunda kampanyalar yapılabileceği de belirtildi.
13 Ağustos 2008 Kıbrıs Gazetesi
Dünya petrol fiyatlarında meydana gelen artış ya da düşüşe göre düzenlenen elektrik fiyatları son 2 yılda yüzde 65 oranında arttı.
Şubat 2008 de başlayan uygulamaya göre, elektrik fiyatları, dünya fuel-oil fiyatlarında meydana gelen artışa bağlı olarak her ay yeniden belirleniyor.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, fuel-oil e yapılan harcamanın KKTC nin elektrik enerjisi üretim maliyetinin yüzde 85 ni oluşturmasından dolayı bu düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Uzun, fuel-oil fiyatlarında düşüş meydana gelmesi halinde elektrik fiyatlarının da düşürüleceğine dikkat çekti.
Konuyla ilgili olarak TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Uzun, bazı tedbirler alarak bu hızlı fiyat artışını yumuşatmaya çalıştıklarını kaydetti. Uzun, KDV yi almadıklarını ve az tüketenlere düşük tarife uyguladıklarını belirtti.
Elektrik fiyatları otomatiğe bağlandı
Ahmet Uzun, elektrik bedelinin Türkiye ve Güney Kıbrıs ta olduğu gibi otomatiğe bağlandığını ve her ay fuel-oil fiyatında meydana gelen artışa bağlı olarak düzenlendiğini kaydetti.
Uzun, elektriğe 2 yılda yaklaşık yüzde 65 zam yapıldığını ve bunun da elektrik maliyetinin büyük bir kesimini oluşturan yakıt fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını söyledi.
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, elektrik enerjisinin üretiminin maliyet unsurlarının yüzde 80-85 nin fuel-oil e dayandığına işaret ederek, elektrik enerjisinin fiyatının, dünya borsalarında değer bulan ve ne daha ucuza ne de daha pahalıya satılması mümkün olmayan fuel-oil fiyatlarına göre düzenlenmesinin şart olduğunu belirtti.
Tek tip tarife yok
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, fiyatların, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan formülle belirleneceğini ve tek tip tarife olmayacağını söyledi. Uzun, turizmci, tarımcı ve sanayici gibi üretim sektörlerine ve konutlara düşük tarife uygulanacağını ve bundan doğan açığın, fazla elektrik kullanan konutlara yüksek tarife, devlet dairelerine de 1.5 katı yüksek tarife uygulayarak kapatılmaya çalışıldığını belirtti.
Uzun, konutlara da en düşük tarifenin uygulandığını kaydetti.
Uzun, "Üretim maliyeti 31 Temmuz itibarıyla 38 kuruş olan 1 kws elektrik enerjisini, ikametgahlara
250 kws altında tüketildiği zaman 32 kuruştan, 251-500 kvs tüketimde 33 kuruştan, 501-750 kvs tüketimde 36 kuruştan ve 751 kws üzeri tüketildiği zaman 48 kuruştan veriyoruz" dedi.
Devletin ise 1 kws için 43 kuruş ödediğine işaret eden Uzun, turizm, tarım ve sanayi sektöründeki şirketlere 25 ile 32 kuruş arasında değişen tarifeler uyguladıklarını söyledi.
"Fuel oil fiyatı düşerse, elektrik de düşecek"
Uzun, "Eğer akaryakıt fiyatı düşerse, elektrik fiyatı da düşecek. Yükselmişse, yükselecek. Örneğin ağustos ayının başından bugüne akaryakıt fiyatında bir düşüş görülüyor. Eğer böyle giderse, bu demektir ki elektrik fiyatları ay sonu indirilecek" dedi.
Ahmet Uzun, 1 metrik tonu Ocak 2007 de 227.23 dolar, Ocak 2008 de ise 423.59 dolar olan fuel-oil in fiyatının yıl içinde hızla arttığını ve Haziran da 596, Temmuz da ise 710 dolara çıktığını kaydetti. Ahmet Uzun, fuel-oil fiyatının 1 Ocak 2007 den Temmuz 2008 e kadar yüzde 212 arttığını belirtti.
Başka sisteme dayanan enerji
Maliye Bakanı Uzun, her yıl ek yük gelen tüketimi tam olarak karşılayamayan KKTC nin akaryakıt, doğal gaz, su ya da nükleer enerjiden elde edilen "sürekli enerjiye" ihtiyaç duyduğunu da söyledi.
Fuel-oil le çalışan santrallerin, nükleer enerji ile suyun imkansız ve doğal gazdan daha ekonomik olmasından dolayı tercih edildiğini kaydeden Uzun, bugün itibariyle doğal gazın fuel-oil den daha ucuz olduğunu ancak fiyat dengesinin hep bu şekilde kalacağının bir garantisi olmadığını belirtti.
Ahmet Uzun, ne rüzgarda, ne de güneşte bir depolama imkanı olmadığı için KKTC de natif bir enerji kaynağı olamayacağını da söyledi. Uzun, sürekli olmamalarından dolayı güneş ve rüzgarın, enerji ihtiyacını karşılayan kurulu bir gücü bulunan ülkelerde, çevreci endişelerden dolayı natif, ilave güç olabileceğini belirtti.
Uzun, "Yani biz kalkıp, güneş ya da rüzgardan üretim santralleri kurarsak, güneş yok diye gece elektrik veremeyeceğiz. Bu nedenle yeterince kurulu gücümüz, santralimiz olmalıdır ki rüzgar ve güneş olmayınca santralimizi devreye koyup, açığımızı kapatalım" dedi.
Yatırımlarda önemli aşama kaydedildi
Maliye Bakanı Ahmet Uzun, yatırımlarla büyük bir aşama kat eden elektrikte gelinen noktadan çok mutlu olduğunu da vurguladı.
Uzun, "2 sene önce elektriğimiz yoktu. Santrallerimiz yetersizdi. Uzun süre elektriğimiz kesiliyordu. Belli dönemlerde Güney Kıbrıs tan elektrik alıyorduk. O noktayı aştık. Artık kendimize yetecek elektriğimiz var. Bu gelecek olan yatırımlarla artımız bile olacak. Bazı santrallerimizi yedeğe alacağız" dedi.
İletim hatlarına 2 yılda 177 km eklendi
Santrallerin yanı sıra iletim hatlarına da büyük yatırım yaptıklarını kaydeden Uzun, İngiliz döneminden 2 yıl öncesine kadar 310 km. olan ülkedeki iletim hatlarına son 2 yılda 177 km. lik iletim hattı eklediklerini söyledi.
Halkın dün elektrik bulamamaktan şikayetçi olurken, bugün elektrik fiyatlarının yüksekliğini, natif kaynakların kullanılmasını konuştuğuna işaret eden Uzun, bunun nereden nereye gelindiğinin göstergesi olduğunu söyledi.
KIBTEK e 200 trilyonluk yatırım
Ahmet Uzun, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu na son 2 yılda 200 trilyon TL üzerinde harcama yapıldığını kaydetti.
Fuel-oil fiyatlarındaki artışın elektrik fiyatlarına eşzamanlı ve aynen yansıtılmamasından dolayı Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu nun bankalara 100 trilyon luk borcu bulunduğunu da söyleyen Uzun, kurumun aynı nedenlerden dolayı Maliye Bakanlığı na da 150 trilyonluk borcu bulunduğuna dikkat çekti.